“Allah es misericordioso con aquellos que son misericordiosos. Tened misericordia con las criaturas de la tierra para que aquellos que están en los cielos tengan misericordia de vosotros.”
En una ocasión, Omar (Paz y Bendiciones sean con él) por las calles de Medina, patrullando durante la noche se apoyó en un muro para descansar. De pronto, escuchó la discusión entre una madre y su hija.
El 21 de septiembre de 1842, nació un sultán que cambió el futuro del Imperio Otomano. Este sultán era muy misericordioso y era muy inteligente. Pero algunos imperios o los traidores o las personas que eran enemigos del lslam, intentaron destruir el lmperio Otomano. Y este sultán dirigió justo 33 años. Este sultán es Abdulhamid Khan.
Anas narrated: "My comfort has been provided in prayer" Prayer is a demonstration of love! It is the best sign of loving Allah and showing the servanthood. That is Almighty Allah's most beloved Messenger's most beloved mission in the world.
He (s.a.w) is our sun. He (s.a.w) scattered darkness of days of ignorance with the permission and mercy of Allah(cc). When he (s.a.w) was not in the world, there was blasphemy, cruelty and violence. When he (s.a.w) came to the world, faith, justice and social ethics enlightened our horizons. His arrival was a good news for underdogs, orphans and oppressed ones, also dismayed all despots and tyrants.
Bu kitap; İbrahim Sarıçam hocanın Diyanet Vakfı Yayınları tarafından ilk baskısı 1996’da yayımlanmış kitaplarından sadece biri. 132 sayfadan oluşan bu kitapta Hz. Ebû Bekir’in hayatı baştan sona hemen hemen tüm ayrıntılarıyla anlatılmış. Yararlandığı kaynaklar arasında Belâzurî, İbn Sa’d, İbn Kuteybe, İbn Esîr, İbn Teymiyye gibi alimler olmakla beraber; Mustafa Asım Köksal, Sabri Hizmetli, Mustafa Fayda gibi çağdaş müellifler de var.
Hz. Âişe’ nin tespiti son derece yerindeydi. Gerçekten de O, YÜRÜYEN BİR KUR’ÂN gibiydi. Peygamber olarak elde ettiği büyük başarıda Allah’ın yardımından sonra bu özelliğinin büyük payı vardı. O, insanlara Yüce Allah’tan hangi mesajı getirmişse öncelikle onu eksiksiz olarak yerine getiren kendisi oluyordu.
İhsan Hoca döneme de söz söylemek adına bu kitabı kaleme almış gibi. Zira içindeki örnekler bunu gösteriyor. Efendimize ve Müslümanlara yapılan işkenceyi o dönemde anlatırken kitabın yazıldığı tarihe de göndermelerde bulunuyor.
Nuri Pakdil bizim için sadece önemli bir düşünür, büyük bir yazar, kıymetli bir insan değil; modern zaman çıkmazlarında “Ne yapalım, nasıl olalım?” çaresizliğini yaşadığımız durumlarda kendisinden cevap alıp tavır geliştirdiğimiz bir isim oldu. “Bir çentik at tarihe haydi uzat / Ellerini varır bulur ellerim” diyerek sesimize ses veren adamdı o. Öyle de kalacak.
Übeyy b. Halef b. Vehb b. Huzafe b. Cumah da bu bedbahtların en önemlilerinden birisidir. Übeyy, Hz. Peygamberden o kadar nefret ediyordu ki Efendimizi öldürmek için sürekli fırsat kolluyordu.