Muhammed İkbal'in vefatının 78. yıl dönümü

Bugün Pakistan’ın milli şairi Muhammed İkbal'nin vefatının 78. yıl dönümü. Muhammed İkbal, 21 Nisan 1938’de vefat etti.

TİMETURK I HABER MERKEZİ / Yeliz GEDİMAN

Pakistan devletinin fikir babası, İslam düşünürü ve milli şair Muhammed İkbal, Pakistan'ın en önemli şairlerinden birisidir. Hindistan'daki Müslümanlara özgürlük fikirleri aşılayarak Pakistan'ın kuruluşuna öncülük etmiş, ülkesinin bağımsız bir ülke olmasının temellerini atmıştır.

MUHAMMED İKBAL KİMDİR? 

1873'de Pakistan'ın Pencap eyaletine bağlı Siyalkut kentinde doğan Muhammed İkbal, mutasavvıf bir anne ve babanın oğlu olarak dünyaya geldi. Babası Nur Muhammed, çevresi tarafondan sevilen, takva sahibi bir insandı. İkbal'in ilk hocası ve onun hayatında büyük etkileri olan bir şahsiyetti.

Çok iyi bir tahsil hayatı olan İkbal, çocukluğunda eğitim için çeşitli zorluklarla karşılaşsa da öğrenimini hiç aksatmadı, en iyi hocalardan ders aldı. İkbal, ilk ve ortaöğrenimini bugün Pakistan'ın Pencap eyaletinde bulunan Siyalkut'ta tamamladı. 

İSLAM EDEBİYATIYLA İLGİLENDİ

Kur'an eğitimini medresede tamamladıktan sonra, Arapça ve Farsça hocasının yönlendirmesiyle İslam edebiyatıyla ilgilenmeye başladı.

Yüksek öğrenimine Lahor'da bulunan Lahor Üniversitesi Felsefe bölümünde başladı ve 1899 yılında Pencab üniversitesinden birincilikle mezun oldu. Sonra İngiltere'de Cambridge Üniversitesi'nde felsefe ve iktisat tahsil etti. 1905'de Londra'daki Cambridge Üniversitesi'nin felsefe ve iktisat bölümünden mezun oldu.

Daha sonra ise Almanya Münih Üniversitesi'nde “İslam öncesi ve İslam sonrasında İran'da felsefi düşünce” teziyle doktora yaptı.

Lahor'da yüksek öğrenimini tamamladıktan sonra Doğu Dilleri Fakültesi'ne hoca olarak tayin edildi. Bu yıllarda Muhammed İkbal'in yazdığı şiirler de yayınlanmaya başlandı.

 Londra'da üç sene kadar kalan İkbal, burada Arap Dili ve Edebiyatı Fakültesi'nde hocalık yaparken, bilhassa Londra'da ilgi görmesine sebep olacak çeşitli İslâmi konularda bir dizi konferans verdi.

HUKUK OKUDU, FELSEFEDE DOKTORA YAPTI

Yine Londra'da kaldığı müddet içinde hukuk üzerine okuyan İkbal, savcılık diplomasını aldıktan sonra Almanya'ya giderek Münih niversitesi'nde felsefe dalında doktora yaptı.

1908'de Hindistan'a döndüğünde, yazı ve şiirlerine hayranlık duyanlar tarafından büyük bir coşkuyla karşılandı.

ŞİİRLERİNDE MEVLANA ETKİSİ

İkbal'in Şiirlerinde Mevlânâ'nın etkisi büyüktür.

Muhammed İkbal, ülkesinin siyasetine de katılmış ve halkını bu konularda yönlendirmişti. Onun bu konudaki düşüncesi ise, "Siyaset; çalışmak, izzet ve şerefe davet etmektir"şeklinde idi.

İkbâl'in Peyâm-ı Meşrık (şarktan haberler) isimli eseri için; “Şark ve Garb'ın eski ve yeni fikir diyarlarını adım adım ve müstesna bir nüfuz ile dolaştıktan sonra, Konya'da Mevlâna'nın yeşil kubbesi üzerine yuva kuran bir devlet kuşunun içten gelen terennümleridir.'' denir.

Kabri Lahor'da Mescid-i Şahi'nin minaresinin gölgesindedir. İkbâl'in kabrinden alınan bir avuç toprak, Mevlâna Müzesi'nde yapılan sembolik bir mezarda durmaktadır.

MÜSLÜMAN HALKI SÖMÜRGECİLİKTEN KURTARDI

'Müslüman Hint mücahitler' adıyla yazdığı şiirleri Hindistan'daki Müslümanları hareketlenerek İngiliz sömürüsüne başkaldırmalarına neden olmuştur. İkbal'in Pakistan'ın kuruluşunda büyük katkısı olmuştu. Bu yönüyle İkbal, Mehmet Akif Ersoy'a da benzetilmiştir.

İkbâl eğitimini tamamlayıp memleketine döndüğünde müstemlekecilere karşı ittihat cephesini kurar. 

Yazdığı şiirler ve yaptığı konuşmalarla halkını ülkesinin istiklâli için mücadeleye davet eder. Bir konuşmasında şöyle der İkbâl: ‘‘Benim destanımın işitmeye ihtiyacı yoktur. Benim konuşmam sükûttur. Dilim dilsizliktir. Papağanlar, kumrular, bülbüller, gül bahçesindeki kuşlar el ele verip benim feryat üslûbumu çaldılar. Ey vatanım, sana baktıkça gözyaşları döküyorum. Zîrâ senin masalın, masalların en ibret vericisidir. Bir an hâli ve istikbâli düşün, destanlar içinde senin derdine deva olacak neler vardır? Ey Müslümanlar, eğer kendinize gelmezseniz mahvolur gidersiniz. Dasitanınız da dasitanlar arasında silinip gider.'' 

Bir şiirinde İkbâl: 

‘‘Bir mezar toprağından kulağıma geldi ki,
Yerin altında da yaşamak mümkündür.
Başkalarının istediği gibi yaşayan insan,
Nefes alır, lâkin canı yoktur.''  diyerek hür iradenin ehemmiyetini vurgular.

KURTULUŞ SAVAŞI'NDA TÜRK HALKINA DESTEK OLDUKurtuluş Savaşı yıllarında, zor durumda Pakistan halkını, Türk halkının milli mücadelesine destek vermek için örgütlemiş, milli mücadelede kullanılmak üzere Pakistan halkından 1.5 milyon sterlin toplayıp Ankara hükümetine yollatmıştır.

GÖRME YETİSİNİ KAYBETTİ

Ömrünün sonlarına doğru sağlık sorunları nedeniyle sıkıntılı dönemler geçirdi. Hastalıkları nedeniyle görme yeteneğini kaybeden şair, uzun süren bir hastalık nedeniyle 21 Nisan 1938'de vefat etti.

Yeni yorum ekle

Image CAPTCHA
Enter the characters shown in the image.