Vahiy

Vahiy, sözlükte ‘hızlı bir şekilde ve gizlice söylemek, işaret etmek, ilham etmek’ anlamına gelmektedir. Terim olarak ise Allah’ın bir emri, bir hükmü veya bilgiyi peygamberine gizli olarak bildirmesidir.[1] Kur’an-ı Kerim’de ‘vahiy’ sözcüğü yaygın olarak terim anlamında kullanılmıştır. Peygamberler dışında ilahî vahye muhatap olan varlıklar için sözcük anlamı tercih edilmiştir. Bu nedenle vahiy kavramının biri genel diğeri özel olmak üzere iki anlamda kullanıldığı görülmektedir.

Genel olarak Yüce Yaratıcı’nın varlıklara hareket tarzlarını bildirmesi, özel olarak da insanlara ulaştırmak istediği ilahî emir, yasak ve haberlerinin tümünü vasıtalı veya vasıtasız bir tarzda, gizli ve süratli bir yolla peygamberlerine iletmesi anlamını ifade etmektedir.[2] Birinci anlamda vahiy, yaratılış düzeninin varlıklar tarafından algılanması ve bu düzene uygun hareketlerin sergilenmesi sistemidir. Vahyin sözü edilen bu genel boyutu varlıklar açısından uyulması gereken fıtrî bir zorunluluktur. Burada hürriyet ve irade söz konusu değildir. Kur’an-ı Kerim bu tür vahiyden söz ederken göklere[3], yere[4], meleklere[5], bal arısına[6] ayrıca Hz. Musa’nın annesine[7] ve Hz. İsa’nın havarilerine[8] görev ve hareket tarzlarını bildirdiğini haber verir.[9] Özel anlamda yani terim anlamdaki vahiy kelimesi ise sadece peygamberler için kullanılmıştır. Bu vahiy Allah ile peygamberler arasında meydana gelen hızlı ve süratli bir iletişim yoludur. Bu vahiy, gönderilen peygamberin ümmeti üzerinde bağlayıcı olmakla beraber insanların ona inanıp inanmama hürriyeti vardır. İnanan insanlar için vahiy, ilahi bir mektep, bir mürşit ve hidayet vesilesi olarak görülmektedir.

Bazı ayeti-i kerîmelerde peygambere indirilen vahiy, ‘ruh’ kelimesi ile anılmaktadır: “Allah kullarından dilediğine buyruğunu bildirmek için meleklerini ruh (vahiy) ile indirerek şöyle der: İnsanları uyarın ki, benden başka tanrı yoktur.”[10] Bu ayette geçen ruh kelimesi müfessirlerin çoğuna göre vahiy anlamına gelmektedir. Aynı şekilde Mümin 40/15, Şura 42/52 ayetlerinde geçen ruh ifadesi de vahiy anlamındadır. Ruh insana hayat veren şeydir. Vahiyde gönüllere can verir. Vahyin ruh diye anılmasının hikmeti, vahyin insanları mecazi manada ölüm demek olan cehalet ve küfürden kurtarıp onlara hayat vermesi, hakiki yolu göstermesi ve kemale ulaştırması özellikleriyle bağlantılıdır.[11] Bu nedenle Kur’an’da vahiy meleği Cebrail, “Ruhu’l-Kuds”[12] ve “Ruhû’l-Emîn”[13]isimleriyle anılmıştır.



[1]Yusuf Şevki Yavuz, DİA, “Vahiy”, c. 42, s. 440.

[2] Muhsin Demirci, Vahiy Gerçeği, s. 27.

[3]Fussilet 41/12 .

[4]Zilzal 99/5.

[5]Enfal 8/11.

[6]Nahl 16/68-69.

[7] Taha 20/38-39.

[8] Maide 5/111.

[9] Muhsin Demirci, Vahiy Gerçeği, s. 23-24.

[10]Nahl 16/2.

[11] Fahreddin Razi, Mefâtihu’l-Gayb, 14/154-155; Elmalı, Hak Dini, 5/228.

[12]Nahl 16/102.

[13] Şuara 26/193.