Umut AĞBAYRAM

Ramazan Yağmuru Fikirden Fiile Rahmet Yeşertir

Rıza-i İlahî adına medet umanlara müjdedir Ramazan Öteleri özleyen sînelere dermandır oruç ve zikr-i Kur’ân

Sünnete Uymak ibadete, İbadet İse Aşk-ı İlâhiye Sebeptir

Sünnet; insanı her an ve her yerde Allah’ı anmaya götürür. Günlük işlerimizde dahi bağlı kaldığımız ilkeler sayesinde kalbimiz Mevla’ya döner, O’nu (cc) hatırlar, O’na bağlanır. Hâli ile Rabbini zikreder. Dili ile tesbih eder. Kazaya rıza duyarak mutmain yaşar.

Şiir Müminin Diliyle Cihadıdır

Şair niyetinde din-i hizmet diliyorsa Cebrail (as) yüce makamlardan ilham ile onu destekler… Bu ilhamın mürekkebi ile yazılan dizeler yayılır yeryüzüne… Böylece şiir, dilde seda, gönülde safa olur… Onu duyarak okuyana şifa olur… Ve müminin dilinde şiir, cihad olur…

Ezan İslâm'ın Yükselen Gür Sedasıdır

Ezan, namaz vaktini haber verir. Bu kutsi çağrı insanlığı hakikate davet eder: Uykundan uyan… Seherin aydınlığında ya da gecenin bereketinde yıkan… Yok, olup gitmeden yokluğun sırrına er… Namaz bir meşale yaksın hayatına; sırat-ı müstakimi hatırlatsın her daim, yolunu şaşırma..

Mü'min Hıyanet Abasından Sıyrılıp Emanet Hil'atıne Bürünendir

Emanet, hıyanetin aksine emniyettir, güvendir, korku ve endişeden emin olmaktır. Korumak ve saklamak demektir. Emanet mümin olmanın şartıdır. Çünkü mümin; elinden ve dilinden emin olunan kişidir. O; peygamberî bir sıfat taşıdığını bilerek izzetle yaşayandır.

Muhâcirin Seyr-i Sülûkü Rabbinedir, Çölleri Gülzara Çeviren Bu Aşk-ı İlahîdir

Mekke’den Medine’ye uzanan yollar kıvrım kıvrım işlendi gönlüne… Gözü ötelere ufuklara takıldı. Orada kuracağı hayatı düşünüyordu… Her şeye yeniden başlamak âdeta yeniden doğmak gibi bir şeydi. Ama yalnız değildi. Biliyordu; Rabbinin rızası onunlaydı.

Sıdk İle Başlayan Kelâm, Sıddık İle Kemâle Erdi Vesselam…

Size doğruluk yaraşır. Doğruluk insanı iyiliğe o da cennete çeker, götürür. İnsan kendini bir kere doğruluğa verip, o yola yöneldi mi, hep doğru söyler, doğruyu araştırır. Böylece o insan Allah katında ‘Sıddık’ olarak yazılır.

Hicret, Dost ile Dost’a Yürümektir

“Dindar ve güzel ahlâklı bir arkadaşın durumu ile kötü arkadaşın durumu; misk taşıyanla, körük çeken adamın durumu gibidir. Miski taşıyan ya sana hediye eder, ya ondan satın alırsın veya onun güzel kokusundan istifade edersin. Körük çeken ise ya elbiseni yakar veya ondan üzerine pis bir koku siner.”

Efendimizin Şakalaşma ve Mizah Anlayışında Ölçü: Latife Latif Gerek

Peygamber Efendimiz (sas) yalnızken bir ordunun başındaymış gibi ciddi ve celâlet sahibi idi. Ancak ashabının yanında mübarek yüzünden tebessüm hiç eksik olmazdı. Eşsiz sohbetinde güzel ve latif kelâmın etkisi hissedilirdi.

Allah'ın Ulûhiyetini Her An Hissedenler, Ubudiyetin Zirvesinde Olanlardır

Yüreklerine “Elif” çekilmiş yiğitler… Muhabbetullah’ı öyle derin yaşadılar ki onu masivanın ciğerine inen bir hançer yapıverdiler… “Elif” dediler… Bu tatlı iksiri tüm letâifleri ile içlerine çektiler, âdeta emdiler…
RSS - Umut AĞBAYRAM beslemesine abone olun.