Add new comment

Yârenime Nâme 9: eş-ŞEKÛR

“(Allah) su sayesinde sizin için ekinler, zeytinler, hurmalar, üzümler ve diğer meyvelerin hepsinden bitirir.”

“İçinden taze et (balık)yemeniz ve takacağınız bir süs (eşyası)çıkarmanız için denizi emrinize veren O’dur. …(Bütün bunlar) O’nun lütfunu aramanız ve nimetine şükretmeniz içindir.”

“Siz, hiçbir şey bilmezken Allah, sizi analarınızın karnından çıkardı; şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi.” (Nahl, 16/11,14,78)

 

Selam misk ü amberim.

Kokuların üzerimizdeki garip tesirlerinden hissesini bol bol alan varlık türüyüz ya, sana böyle hitap etmek arzusu uyandı şu anda. Misk, dağ geyik veya ceylanının karın derisinin altındaki bir bezden; amber de balinanın salgıladığı bir maddeden elde edilirmiş, bilir misin? İlk öğrendiğimde hayvanlar âleminin biri nâzenin diğeri haşmetli iki türüne karşı daha çok sevgi beslemeye başlamıştım. Bu malûmatın bilimselliğinden bağımsız düşünsem, ham maddenin çiçeklerden geldiğini iddia ederdim muhtemelen. Zira “çiçekler güzel kokar, hayvanlar fena”. En asili sayılan at bile… Önyargılı bu hükümden dolayı hepsinden –hayvanlar âleminden- özür diliyorum ceylanın ve balinanın şahitliğinde.  

            Belki de kötü kokular yayan, kaba saba görünen insanların içinde de bir misk cenneti vardır kim bilir. Allah (c.c) kem gözlülerin su-i nazarından hıfzetmek için öyle bir libas giydiriyordur bazı kullarına. Ya da koku tacirlerinin, mücevher avcılarının cüretkâr saldırılarından koruyordur, o kalın mahfazayla narin kalpleri. Burada durayım; bir kavisle döneyim, başka mecraya kaymasın konu. (Ama bir mektupta inşaallah bu mevzuu sürüklesin suallerimi.)

Güzel koku bizi nereye alıp götürür yârenim? Bu mektupta beş duyumuz, özellikle de “koklama ve tatma” üzerine olsun muhabbetimiz.

Gözün, kulağın duyguları mâziye sürüklemesine pek ehemmiyet vermeyiz de koku ve tatların yaşanmışlığa ettikleri taptâze şehâdet, ne çok heyecanlandırır bizi.  Çocukken yediğimiz eriğin ekşiliği, domatesin burukluğu, şeftalinin baygınlığı, yıllar geçip doğduğumuz memleketin lezzetlerinden birine çalan hâliyle karşımıza çıktığında, arada geçen senelerin bozulan tatlarını unutturur. Hiç yememiş gibi oluruz beğenmediğimiz yeni yetmeleri.   

Çok gerilerde kalmış bir duyguya eşlik eden bir koku, ağır akan şimdide kapımızı çalar da bir gün, ilk teneffüs ettiğimizdeki ortam muhayyel olmaktan çıkıp bir saniyede vücut bulur; gün, ağırlıktan sıyrılır, kalp atışlarımıza özenip hızlanır.  O tat ve kokuların peşi sıra sekerek koşar ruhumuz, o çağımıza.

Ânı yaşarken çekilen acı kadar yoğundur, seneler sonra tekrar sunulan ada çayının tadı, kokusu. Salebi sevdiğimiz biriyle içmişsek ekseri, sevgiye muhtaç olduğumuz her dem, baş yârenimiz olur o tarçınlı tat.

            Beş duyumuzun ruhumuza akıttıkları… Âdemoğluna ve kızına kattıkları…

Ah, evvelki mektuplarımın dert edindiklerini hatırladım şu dakika… Manevi iklimlerden ne uzak anlattıklarım, zevklerim, heveslerim…

Sevgili yârenim, gerçi bu dünyaya ait meşru addedilen, mübah şeylerdi bahsettiklerim. Yine de neden artar, şu toprak bedeni düşündükçe eriyişlerim, ürperişlerim?

Damağımda uzun müddet iz bırakan yemeği, parmaklarımın temasıyla mesut olan kediyi, kulağıma çarpan, hemen ezberlediğim besteyi, aldığım nefesle kokusu ruhuma değen çiçeği ne çok sevdim. Ne çok sevdim, her gördüğüme -hatta gözüme-“işte hakikat ” demeyi. Bu yüzden mi titreyişlerim?

Orta yaşları sürüyoruz ikimiz de. Sen de kahveyi, o esmer tadı, geçmişe kıyasla daha fazla seviyor musun? Zeytinyağlı yemekler dilinde, dişlerinde misafirliklerini uzatır oldu mu bir süredir? Lezzet sırrına vardın mı helvanın, şerbetin?

Söyle, ama ne olur “evet” de yârenim…

Hz. Musa: “Sana şükredebilmek de ayrı bir şükrü gerektirir Rabbim!” demiş de bir vakit, Rabbimiz şöyle vahyetmiş: “İşte şimdi şükretmiş oldun.”

Dokundum, duydum, kokladım, tattım ve gördüm nimeti. Nankörlükten Allah (c.c) muhafaza etsin nefsimi.

O’na şükredebilmemiz bile ayrı şükrü gerektiren, bütün bu nimetleri şükredelim diye önümüze seren, gerçek karşılık veren, eş-Şekûr korusun seni.

Yazar: 
Image CAPTCHA
Enter the characters shown in the image.