Hz. Peygamber’in (aleyhisselatu vesselam) beşinci hanımı olan Hz. Zeyneb (r.anhâ), oldukça merhametli ve yufka yürekli bir hanımefendi idi. Yoksullara yemek yedirir, onlara cömert davranarak sadaka verirdi. Bu sebepten kendisine yoksulların annesi manasına gelen “Ümmü’l-Mesâkin” denilmiştir.
Zeyneb Validemiz, sabırlı, iyiliksever, güzel huyları olan bir hanımefendi idi. Zira O, İslâm ile müşerref olmadan evvel de yoksulları koruyup gözeten müşfik bir yapıya sahipti. Validemiz, bu güzel yönünü İslâm ile süsleyerek taçlandırmıştır.
Hz. Peygamber’den önce, Efendimizin ailesine mensup Kureyşli ilk muhacirlerden Ubeyde bin el-Hâris bin Muttalib ile evlenmiş olan Validemiz, Ubeyde’nin Bedir Savaşı’nda şehit düşmesiyle dul kalır. Bir müddet sonra da Zeyneb Validemizle Hz. Peygamber (s.a.s) evlenir. Bu evliliğin amacı, Hz. Zeyneb’in kabîlesi olan Âmir bin Sa’sa’a ile Müslümanlar arasında köprü oluşturmak ve dul kalan Zeyneb binti Huzeyme’ye kol kanat germektir. Evlendiklerinde Zeyneb Validemiz 30 yaşındadır. İlginçtir ki, Zeyneb Validemizin mü’minlerin annesi olmasıyla vefat yaşı aynıdır. Zira bu kutlu evlilik yalnızca 3 ay sürmüştür.
Genel itibariyle mü’minlerin anneleri, Hz. Peygamber’in âhirete irtihalinden sonra vefat etmişlerdir. Yalnızca Hz. Hatîce ile Hz. Zeyneb binti Huzeyme Validelerimiz Peygamberimiz hayatta iken vefat etmiştir. Hz. Zeyneb’in cenaze namazını Allah Rasûlü (s.a.s.) kıldırmış ve o Cennetü’l-Bakî mezarlığına defnedilmiştir.
Kısacık ömrü ve Peygamberimizle yaptığı yalnızca 3 ay süren mübarek bir evliliği olan Zeyneb Validemiz hakkında maalesef elimizde fazla bir bilgi yoktur. Fakat Hucurât Sûresi 11. âyetin Zeyneb Validemizle alâkalı olduğu kaynaklarda geçmektedir.
“Ey îmân edenler! Bir topluluk, (başka) bir toplulukla alay etmesin; olur ki (onlar), kendilerinden daha hayırlı olabilirler! Birtakım kadınlar da (başka) kadınlarla (alay etmesinler)! Belki (onlar da) kendilerinden daha hayırlıdırlar. Kendinizi (birbirinizi) de ayıplamayın ve birbirinizi (kötü) lakaplar ile çağırmayın! İmandan sonra fâsıklık ismi (günahla anılmak), ne kötüdür! Artık kim (bu kötü amelinden vazgeçerek) tevbe etmezse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir!” (Hucurât 49/11)
Bu ayetin iniş sebebi hakkında birkaç rivâyet vardır, bunlardan biri de Zeyneb Validemizi kapsamaktadır. Şöyle ki; Hz. Âişe’nin bir rivâyetinde Hz. Zeyneb binti Huzeyme’nin boyunun kısalığı ile alay edildiği ve sonrasında da bu ayetin nâzil olduğu belirtilmektedir.
FAYDALANILAN KAYNAKLAR
Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, Feza Gazetecilik, İstanbul, 1992, VII.
Mevlânâ Şiblî Numânî, Son Peygamber Hz. Muhammed Sîretü’n-Nebî, trc. Yusuf Karaca, İz Yayıncılık, İstanbul, 2008.
Muhammed Hamidullah, İslâm Peygamberi, trc. Mehmet Yazgan, Beyan Yayınları, İstanbul, 2004.
Nurgül Dere, Hanım Sahabîler, Kayıhan Yayınları, İstanbul, 2012.
Ziya Kazıcı, Hazret-i Muhammed’in Aile Hayatı ve Eşleri, Çamlıca Yayınları, İstanbul, 2003.
Add new comment