En'âm Sûresi

1. Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah'a mahsustur. Yine de kâfirler başkalarını Rablerine denk tutuyorlar.

En'âm Sûresi 6/1

 

2. ...Yeryüzünde gezip dolaşın da, peygamberlere yalancı diyenlerin sonu nasıl olmuş bakın.

En'âm Sûresi 6/11

 

3. Onlara: "Göklerde ve yerde olan şeyler kimindir?” diye sor. Onlar gerçeği söylemeseler de sen: "Allah'ın" diye cevap ver. Allah, kullarına rahmetiyle muâmele etmeyi Kendine ilke edinmiştir." Geleceğinde şüphe olmayan kıyamet gününde hepinizi elbette bir araya getirecektir. Kendilerine yazık edenler işte buna inanmazlar.

En'âm Sûresi 6/12

 

4. Şöyle de: "Gökleri ve yeri yoktan yaratan, herkesi besleyip doyuran, ama Kendisi beslenmeye muhtaç olmayan Allah'tan başkasını mı kendime dost edineyim?" Yine şöyle de: "Bana, hakka teslim olanların ilki olmam emredildi ve: ‘Sakın müşriklerden olma’ buyuruldu."

En'âm Sûresi 6/14

 

5. Allah sana bir sıkıntı verirse, onu O'ndan başkası gideremez; sana bir hayır verirse, şüphesiz O her şeye kâdirdir. O, kullarının üzerinde her istediğini yapma kudretine sahiptir. Her işi yerli yerince yapan, her şeyden haberdar olan ancak O'dur.

En'âm Sûresi 6/17-18

 

6. Kendilerine ilâhi kitap verdiğimiz kimseler o peygamberi öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerine yazık edenler ise iman etmezler.

En'âm Sûresi 6/20

 

7. Ateşin karşısına getirildiklerinde onların halini bir görsen. O zaman "Ne olurdu dünyaya geri gönderilseydik de Rabbimizin âyetlerini yalanlamayıp mü’minlerden olsaydık" diyecekler.

En'âm Sûresi 6/27

 

8. Allah'ın huzuruna çıkmayı yalan sayanlar gerçekten mahvolup gitmişlerdir. Kıyamet aniden başlarına kopuverdiğinde: "Dünyada yaptığımız hatalar, kaçırdığımız fırsatlardan dolayı yazıklar olsun bize!” derler. Günahlarını ise sırtlarına yüklenmişlerdir. Şunlara bak! Ne kötü bir yük taşıyorlar!

En'âm Sûresi 6/31

  

9. Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka nedir? Âhiret yurdu ise takva sahipleri için daha hayırlıdır. Aklınızı başınıza almayacak mısınız?

En'âm Sûresi 6/32

  

10. Senden önce de birçok peygamber yalanlandı. Ama onlar, kendilerine yardımımız yetişinceye kadar bu yalanlamalara ve eziyetlere karşı sabrettiler. Allah'ın sözlerini değiştirecek bir güç yoktur. O peygamberlerin başından geçen bazı olaylar sana da bildirilmiştir.

En'âm Sûresi 6/34

 

11. Kendilerine azabımız gelince boyun büküp yalvarmaları gerekmez miydi? Ama tam aksine kalpleri iyice katılaştı; şeytan onları da iyi şeyler yaptıklarına inandırdı. Kendilerine verilen öğüt ve yapılan uyarıları unuttukları zaman, bu defa onlara bütün nimetlerin kapılarını açtık. Sahip oldukları nimetlere bakıp iyice şımardıkları sırada onları ansızın yakalayıverdik de birdenbire bütün ümitlerini yitirdiler.

En'âm Sûresi 6/43-44

 

12. Sana inanmayanlara şöyle de: Söyleyin bakalım, eğer Allah işitme ve görme duyularınızı elinizden alsa, kalplerinizi de mühürlese, onları size Allah'tan başka hangi ilâh geri verebilir? Şunlara bak, Biz âyetlerimizi değişik şekillerde nasıl açıklıyoruz, ama onlar yine de yüz çeviriyorlar!

En'âm Sûresi 6/46

 

13. Sabah akşam sadece Rablerinin rızasını dileyerek O'na dua ve ibâdet edenleri yanından kovma. Çünkü sen onların hesabından sorumlu değilsin, onlar da senin hesabından. Öyleyse niçin onları kovup da zâlimlerden olasın!

En'âm Sûresi 6/52

 

14. Gaybın anahtarları Allah'ın katındadır; başkası onları bilmez. Karada ve denizde olanı da O bilir. O'nun bilgisi dışında bir yaprak bile düşmez. O, yerin karanlıklarındaki tek bir taneyi de bilir. Yaş, kuru ne varsa hepsi gerçeği gösteren apaçık bir kitaptadır.

En'âm Sûresi 6/59

 

15. Sizi geceleyin ölü gibi uyutan, gündüzün ne yaptığınızı bilen, sonra belirlenen bir ecel gelinceye kadar sizi gündüzleri yeniden hayata döndüren O'dur.  En sonunda hepiniz O'na döneceksiniz, sonra O size neler yaptığınızı bildirecektir.

En'âm Sûresi 6/60

 

16.Onlara şöyle de: "Karanın ve denizin tehlikelerinden sizi kurtaran kimdir? O'na boyun bükerek gizlice yalvarır 'Eğer Allah bizi bu halden kurtarırsa, elbette şükredenlerden olacağız' diye dua edersiniz." Şöyle de: "Sizi tehlikelerden ve her sıkıntıdan Allah kurtarır, ama siz yine O'na ortak koşarsınız."

En'âm Sûresi 6/63-64.

 

17. Âyetlerimizle alay edenleri gördüğünde, onlar başka bir konuya geçinceye kadar yanlarından uzaklaş. Eğer şeytan bunu sana unutturursa, hatırladıktan sonra artık o zalimlerle beraber oturma.

En'âm Sûresi 6/68

 

18. Dinlerini bir oyun ve eğlence haline getirmiş, dünya hayatına aldanmış kimseleri kendi hallerine bırak! İnsanlara Kur'an ile şunu hatırlat: Herkes yaptığı günahlar yüzünden hesaba çekilecek. O zaman insanın Allah'tan başka ne bir dostu ne de bir şefaatçisi olacak! Kurtulmak için her şeyini fidye olarak vermek istese bile yine de kabul edilmeyecek? Onlar kendi günahları yüzünden helâke sürüklenen kimselerdir; inkâr ettikleri için onları kaynar sudan bir içecek ve acı bir azap beklemektedir.

En'âm Sûresi 6/70

 

19. Onlara şöyle de: "Allah'ı bırakıp da bize bir fayda ve zarar vermeyen şeylere mi tapalım? Allah bizi doğru yola ilettikten sonra gerisin geri inkâra  mı dönelim? Tıpkı arkadaşları "Yanımıza gel!" diye seslenip doğru yola çağırırken onları bırakan ve şeytanın ayartmasına kapılıp yeryüzünde şaşkın şaşkın dolaşan kimse gibi mi olalım?" Şöyle de: "Allah'ın gösterdiği yol en doğru yoldur. Bize, Âlemlerin Rabbine teslim olmamız emredildi."

En'âm Sûresi 6/71

 

20. Gökleri ve yeri bir anlam ve amaca göre yaratan O'dur, "Ol" dediği gün her şey oluverir. O'nun sözü gerçektir. Sûra üflendiği gün de her şeyin sahibi O'dur. Görülmeyeni de görüleni de bilen O'dur. O her şeyi bir anlam ve amaca göre yapan ve her şeyden haberdar olandır.

En'âm Sûresi 6/73

 

21. Andolsun ki, tıpkı sizi ilk yarattığımız gibi yapayalnız huzurumuza geleceksiniz. Dünyada size verdiğimiz şeyleri arkanızda bıraktınız. Hani, Allah'ın ortakları olduğunu ileri sürdüğünüz şefaatçilerinizi de yanınızda görmüyoruz. Onlarla aranızdaki bütün bağlar kopmuş, Allah'a ortak saydıklarınız sizi terk edip ortadan kaybolmuştur.

En'âm Sûresi 6/94

 

22. Tohumu ve çekirdeği çatlatan şüphesiz Allah'tır. Ölüden diriyi O çıkarır; diriden ölüyü çıkaran da O'dur. İşte Allah bu! O halde nasıl olur da O'ndan yüz çevirirsiniz? Karanlığı yarıp sabahı ortaya çıkaran O'dur. O geceyi dinlenme için, Güneş ile Ay'ı da birer hesap ölçüsü olarak yaratmıştır. Bütün bunlar karşı konulmaz kudret sahibi olan ve her şeyi gerçek mâhiyetiyle bilen Allah'ın takdiridir. Karanın ve denizin karanlıklarında da gideceğiniz yolu bulasınız diye yıldızları sizin için yaratan O'dur. Gerçekten de Biz, bilen bir topluluk için âyetlerimizi çeşitli şekillerde açıklamış bulunuyoruz.

En'âm Sûresi 6/95-97

 

23. Rabbiniz Allah işte O'dur. O'ndan başka ilah yoktur. O her şeyi  yaratandır. Öyleyse O'na kulluk edin. Her şeyde Kendisine güvenilip dayanılan O'dur.

En'âm Sûresi 6/102

 

24. Gözler O'nu göremez; ama O, gözleri görür. Yarattıklarının ihtiyacını bütün incelikleriyle bilip karşılayan ve her şeyden haberdar olan O'dur.

En'âm Sûresi 6/103

 

25. Onların Allah'ı bırakıp taptıkları ilâhlara sövmeyin ki, onlar da bilgisizlikleri yüzünden ileri gidip Allah'a sövmesinler. Biz her millete işlerini böyle hoş gösterdik. Sonunda hepsi ancak Rablerine dönecek, O da onlara neler yaptıklarını tek tek bildirecektir.

En'âm Sûresi 6/108

 

26. Yeryüzündekilerin çoğunluğuna uyacak olursan onlar seni Allah yolundan saptırırlar. Çünkü onlar sadece zanlarına göre hareket eder ve yalnız tahmin yürütürler.

En'âm Sûresi 6/116

 

27. Üzerine Allah'ın adı anılmadan kesilen hayvanlardan yemeyin; çünkü bu Allah'ın emrini dinlememek olur...

En'âm Sûresi 6/121

 

28. Herkesin amellerine göre dereceleri vardır. Rabbin onların yaptıklarından habersiz değildir.

En'âm Sûresi 6/132

 

29. Onlara şöyle de: "Gelin, Rabbinizin size neyi haram kıldığını bildireyim. O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ananıza babanıza iyi davranın. Yoksul kalırız diye çocuklarınızı öldürmeyin. Biz hem sizin hem de onların rızkını veririz. Açık olsun, gizli olsun hiçbir günaha ve hayasızlığa yaklaşmayın.  Haklı bir sebep olmadıkça Allah'ın, öldürülmesini yasakladığı cana kıymayın. Aklınızı kullanmanız için Allah size işte bunları emretti.

En'âm Sûresi 6/151

 

30. Yetişkinlik çağına girinceye kadar, yetimin malına ancak en güzel şekilde yaklaşın. Ölçüyü ve tartıyı tam ve doğru yapın. Biz kimseye gücünün yetmeyeceği şeyi yüklemeyiz. Söz söylediğiniz zaman, yakınlarınız hakkında bile olsa, adaleti gözetin. Allah'a verdiğiniz sözde durun. Allah, düşünüp ders almanız için size işte bunları emretti.

En'âm Sûresi 6/152

 

31. İşte size Rabbinizden apaçık bir belge, doğru yolu gösteren bir rehber ve bir rahmet gelmiştir. Allah'ın âyetlerini yalanlamaya kalkışan ve onlardan yüz çevirenden daha zâlimi olur mu? Âyetlerimizden yüz çeviren ve halkı onlardan alıkoyanları bu tutumları yüzünden azabın en müthişiyle cezalandıracağız.

En'âm Sûresi 6/157

 

32. Şöyle de: "Namazım, bütün ibadetlerim, hayatım ve ölümüm yalnızca Alemlerin Rabbi Allah içindir. O'nun bir eşi, ortağı yoktur. Bana bu emredildi. Müslümanların ilki de benim." Şöyle de: "Allah her şeyin Rabbi iken ben kendime O'ndan başka Rab mi arayacağım? Herkesin kazancı yalnız kendinedir. Hiçbir günahkar başkasının günahını yüklenmez. Sonunda hepiniz Rabbinize döneceksiniz, anlaşmazlığa düştüğünüz şeyleri O size tek tek bildirecektir."

En'âm Sûresi 6/162-164

 

Add new comment

Image CAPTCHA
Enter the characters shown in the image.