Hadis Karşıtları Ne Yapmak İstiyor?

Abdulkadir KIZILBOĞA

Hadis veya hadîs-i şerif ( اَلْحَدِيثْ ‎ veya اَلْحَدِيثِ اَلشَرِيفْ ‎), lügatte söz, haber, sonradan vücuda gelen şey anlamına gelen hadis dînî terminolojide bir rivayet zinciri ile İslâm Peygamberi Muhammed'e dayandırılan ve kendisinin değişik olaylar ve sorunlar karşısında veya Kuran’ın ayetlerini açıklamak için söylediğine inanılan söz, fiil ve takrirleri (onaylama) ifade eder.[1] 

Şarkiyatçılar, Hz. Peygamber’in hadisleri yazmayı yasaklaması sebebiyle sahâbîler tarafından pek az hadisin rivayet edildiğini, hadis külliyatını dolduran rivayetlerin çoğunun Hz. Muhammed’le ilgisi bulunmadığını, bunların, ortaya çıkan yeni meselelere çözüm getirmek için II (VIII) ve III. (IX.) yüzyıllarda İslâm hukukçuları tarafından uydurulduğunu ileri sürerler. Ayrıca hadislerin farklı görüşlere mensup kimseler tarafından ortaya atılması yüzünden birbiriyle çeliştiğini, esasen bir kısmının Tevrat’tan, İncil’den ve eski hurafelerden derlendiğini iddia ederler.[2]

Yukarıdaki paragraflarda “Hadis’in tanımı” ve “Şarkiyatçıların ne yaptığının açıklaması” yer almıştır. Bizler hayatımızı İslam Hukuku’na göre yaşarken dikkate aldığımız iki temel ve vazgeçilmez kaynak vardır: Bunlardan biri Kur’an’ı Kerim, diğeri Efendimiz(s.a.s)’in bize ulaşan söz, fiil ve takrirleri yani uygulamaları, onaylamalarıdır. Oryantalist kelimesi; Doğu toplumlarının dilleri, kültürleri, tarihleri ve coğrafyaları hakkında bilgi sahibi akademisyenleri adlandırmak için kullanılır.[3] Sözde doğu bilimcileri olan bu kesim, İslam’a, İslam Medeniyeti’ne ait ne varsa; tarih, kültür, edebiyat, dil, din ve ırk, hepsinin araştırması içerisine girmiş ve kendilerine göre bu kavramların tanımlarını yapmışlar.

Mehmet Yaşar Kandemir, Tahlil Yayınları’ndan 2018 yılında çıkan bu kitabında kendine bir amaç edinmiş ve bu amacı şöyle dile getirmiştir: “Bu kitap, hadis karşıtlarını ikna etmek için değil, din kardeşlerimi onların tuzağına düşmekten korumak için yazıldı.”[4] Kitabın hemen başında yer alan bu önemli uyarıdan sonra yazar anlatmaya başlıyor meseleyi:

Salat, selam, teşekkür ve bazı alimlerin durumlarının yer aldığı bir önsöz karşılıyor bizi. Hemen ardından “hadisler ve hadis karşıtları” başlığında, sünnetin ve hadisin vazgeçilmezliği ve hadis inkarcılarının neyi hedefledikleri dile getirilmiş. Sadece oryantalistlerin değil, “Kur’an bize yeter” anlayışı içinde olanlarında yanlış bir anlayışa sahip olduklarını ve hadisin dolayısıyla Peygamberin hayatımızda, özellikle dini anlama ve uygulamada ne kadar önemli olduğunu dile getirmiş kıymetli yazarımız. Biraz daha spesifik konulara değinerek devam edilmiş: Ebu Hureyre’ye ve İmam Buhari’ye atılan iftiralar, İsra ve Mi’rac Hadisi, Efendimiz’in şefaati ve kabir azabı, ahir zaman için gelecekten haber veren hadisler ve Sahihayn dediğimiz Buhari ve Müslim’e yöneltilen eleştiriler.

Kitabı okuduğunuzda hadis literatürüne dair elde edeceğinizi birikim ifadelere sığmaz. En başta sıradan bir okuyucuya dahi hitap eden bu kitap, ana kaynağımızın ikincisi olan “hadislerin” aslında ne olduğu, hadisleri rivayet eden kişilerin kim olduğu ve hadis karşıtlarının ne gibi eleştiriler yönelttiğine dair okunacak ana kaynaklardan birini oluşturuyor. Mehmet Yaşar Kandemir Hoca her bölümden sonra “Bu Bahiste Şunları Öğrendik” bölümü açmış ve geride kalan kısmı güzelce birkaç sayfada özetlemiştir. Kitabın sonunda ise bir sonuç bölümü kaleme almış meramını, ele aldığı meseleyi net olarak ifade etmeye gayret etmiştir. Son olarak kullandığı kaynakları ve karma bir fihrist vererek sözünü nihayete erdirmiş oluyor. Rabbim razı olsun, istifade etmeyi nasip etsin.

“SÜNNET OLMASAYDI HİÇBİRİMİZ KUR’AN’I ANLAMAZDIK”[5]

 

 



[1] https://tr.wikipedia.org/wiki/Hadis

[2] DİA, 15. Cilt, 27-67. Sayfalar, 1997

[3] DİA, 33. Cilt, 428-437. Sayfalar, 2007

[4] Kandemir, Yaşar; Hadis Karşıtları Ne Yapmak İstiyor? s.5, Tahlil Yayınları, İstanbul, 2018

[5] Ebu Hanife’ye atfedilen söz, Mehmet Yaşar Kandemir, a.g.e s.19

Add new comment

Image CAPTCHA
Enter the characters shown in the image.