Derde Talib Olmak

Sıcak, sımsıcak bir yaz günü. Hararetin yüksek seviyelerde olduğu zamanlar… Koşuşturmacayla dolu anlar ve unutuş. Balkondan sokağı seyrediyorum. Sokağa girenler, sokaktan çıkanlar, kaş çatanlar, kahkaha atanlar, öfkelenenler, suratsızca gelip geçenler, telaşla bir yerlere yetişmeye çalışanlar. Bu hareketlilik içinde durup kenara çekilip “Neler oluyor, bu gidiş nereye?” diye soran var mı acaba? Ben ne kadar soruyorum bütün bunları?

Başıma gelen -bana göre- kötü şeylerde feryat edip duran ben, muhatabı olduğum güzellikler karşısında daha doğrusu “nimet”ler karşısında ne kadar şükrediyorum? Ya da her gün ellerimin takdim ettikleri sebebiyle başıma kötü şeylerin gelmediğinin farkında mıyım?

Rahmeti her varlığı kuşatanın, beni de sarıp sarmaladığını hiç unutmasam keşke! Varlık da yokluk da güzel olurdu o zaman. “Kahrın da hoş lütfun da hoş” diyebilseydim eğer, “hayatın yükü” denilen ağırlıklar omuzlarımdan kalkar tüy gibi hafiflerdim. Sıkıntılardan kaçan, dertlerden uzak olmayı dileyen ben, hayatı anlamlandıran, öteleri kuran gücün bu sıkıntılar sebebiyle gösterdiğim sabır ve gayret olduğunu içime bir sindirebilsem.“Acı çekmek ruhun fiyakasıdır.” demiş şair. Dertli olmak ruhu diri tutar ve daima acziyetimizi hatırlatır. Sıkıntı sabrı öğretir, sabır güvenli bir alan açar bize. Ancak kara kışın ardından bin bir rengi ve kokuyu içinde barındıran baharlar gelir.

Ey gönlüm! Nereden ve niçin geldiğini hatırla ki ölmeyesin. Ölümlü olana değil; ölümsüz olana rağbet et ve bunun için gayretli ol. Ezelde içinde tutuşturulan ve senin anlamsız telaşlar sebebiyle küllendirdiğin ateşi yeniden alevlendir. Alevlendir ki “şimdi ve sonra”,”iyi ve kötü”,”kalıcı, hep ve hiç” anlamlı olsun. Hafızan tazelensin. Aklınla sorgula ve kalbinle ayırt et.

Unutma ki sensiz yarım kalırdı dünya. Sen geldin kâinat yapbozundaki yerini tamamladın. Bütünün parçası olduğunu ve ancak yerinde durursan anlam kazanacağını aklından çıkarma. Yaratılıp başıboş bırakılmadığını, hataların sebebiyle terk edilmediğini, ağırlıklarından kurtulup tertemiz olman için daima fırsatının olduğunu bir umut ışığı olarak kalbinde muhafaza et.

                “Ey gizli derdi olmayan kişi, bedenin var, lakin ruhun yok.

                Bir ruh istersen eğer, dile; yanmanın sonu yok!” (Muhammed İkbal)

Yazar: 

Add new comment

Image CAPTCHA
Enter the characters shown in the image.