Mekke’nin bağrını delen mazlum iniltileri arşıâlâyı titretmiş, insan(lığ)a Allah’ın kadir ü kıymetini hatırlatan o mübarek sure nazil olmuştu. Bir şeye kıymet biçmek, onu değerli kılmak sadece, tek ve gerçek büyük olan, bütün şerefin sahibi, dilediğini ve dileyeni şerefli kılan Allah’a aittir.
Fatma KOYUNCU
Perdeleri Kaldıranın Adıyla
Hz. İbrahim oradan geçti, tevhidin izini bıraktı. Hz. Yakup gözyaşlarıyla suladı topraklarını, âhını ve masumiyetini bıraktı Hz. İsa. Kudüs her şeyden daha çok Meryem demek belki de. Masumiyet, mahrumiyet, yalnızlık, acı ve gözyaşı; iffet, suskunluk ve nimet…
Cennet Sürgünleri
Bugün “takva” kavramıyla anlatılmaya çalışılan hiçbir ameli olmayan Sümeyye, imanındaki samimiyet ve gösterdiği sabırla cennet hanımefendisi oluyordu. Sabır direnmek demekti Efendimiz ve onun yol arkadaşlarının lügatında.
Yokuşu Çıkmayı Göze Alanlar
O, dünyanın renklerine hiç ısındırılmamış, ilahi el tarafından hep korunmuş ve yüce bir ahlâk üzere yaşamıştı.
Direnmek Hayatttır
Sınırlarını bilemediği kâinatın içinde bir nokta dahi olmayan insanın azgınlığı, küçük su damlasındaki bir çöpün üstünde duran sineğin kendini kaptan sanması kadar trajikomik.
Asr’a Şahitlik Edenler
Asr ümmetinin de yiğitleri vardır elbette.
Ezelden ebede doğru akarken zaman, adına cesaret denilen vadide duranlar bir de o vadide taht kuranlar vardır.
Gece ve gündüz büyüttükçe hayatı, asabiyetle bilenmiş öfke, haydut olur keser yolları.
Hüzünler Senfonisi
Neyi terk ederiz? Giderken ne kalır geride? Neleri götürürüz beraberimizde? Yüreğimizi çatlatan hicranlı duygularla sarmalayarak düşlerimizi, hayatı yaşanabilir kılmanın mücadelesini mi veririz? Arkamızda bıraktıklarımız, mazimizin kanayan tarafı olarak kalırken...
Hüzne ve Endişeye Yaslanmak
Sevmek var olmaktır aslında. Varlığı bilmek ve birlemek tanımayı istemekle olur. Tanımak ise bilgiyi gerektirir. Bütün bunların üzerine bir şey daha eklemek lazım gelir; kendini ve dolayısıyla da haddini bilmek, yaratılış hikmetine uygun davranmak.
Ateşin Bağrındaki Su Serinliği
Hira’da çatlayan tohum, Hz. Hatice’nin bahçesinde neşvünema bulmuş ve artık dallarını uzatacağı, meyvelerini vereceği komşu bahçeler aramaktaydı. Efendimiz, hakikate susamış gönülleri bulmak ve çoğaltmak için uygun bir mekân arıyordu.
Maveradan Beslenen Yürek veya Sadakat Ankası
Asr-ı saadet, bizim için yaşanan tabloların günümüze aktarılabileceği, böylece bizim de asrımızın saadetini yakalayabileceğimiz müstesna ve mutena bir iklimdir.
- 1 of 2
- ››