Yeni yorum ekle

Affedicisin Affı Seversin

 

İslamiyet’e göre uğursuz sayılan veya kulluk için müsait kabul edilmeyen herhangi bir zaman olmadığı halde bazı zamanlar, çeşitli vesilelere binaen diğerlerinden üstün sayılmıştır. Cuma günü günlerden bir gündür, ama Müslümanların bayramı sayılır. Cuma namazı Müslümanları tek merkezde bir araya getiren haftalık kongre gibidir. Bayram günleri, Arefe günleri vs. zamanlar da böyledir. Kadir gecesi de bu üstün zamanlardan biri, hatta en üstünüdür. Çünkü Kur’an-ı Kerim, Leyle-i Kadr’de inzal buyrulmuştur.

Kur’an-ı Kerim’de Kadir (Kadr) suresi ismiyle müstakil bir sure bulunmaktadır. Beş ayet-i kerimeden müteşekkil olan bu sure, başlıca iki ana haberi bildirmektedir: Kur’an-ı Kerim’in Kadir gecesinde indirildiği ve Kadir gecesinin üstünlüğü.

Sözlükte “gücü yetmek, ölçü ile yapmak, planlamak, kıymetini bilmek” anlamlarına gelen kadr, “kudret” kökünden sıfat olup “her şeye gücü yeten” demektir. Dinî ıstılahta ise “Leyletü’l-Kadr” şeklinde Kur’an-ı Kerîm’in indirildiği gecenin adı olarak kullanılır. Özellikle Kur’an’ın bu gecede indirilmesinin, geceyi şereflendirdiğini ve kadrini yücelttiğini ifade etmek üzere ona bu ismin verildiği aşikârdır. Bu sûre inmeden önce bu gecenin böyle bir ismi yoktu. Duhân sûresinde “Biz onu mübarek bir gecede indirdik.” (Duhan 44/3) buyurularak bu gecenin bereketli, hayırlı, uğurlu, önemli ve kutsal bir gece olduğu açıkça ifade edilmiştir. Bakara sûresinde (2/185) Kur’an’ın Ramazan ayında, Kadr sûresinin ilk ayetinde de Kadr gecesinde indirildiği belirtilmiştir.

“Leyle-i Kadr”[1] kelimesi başlıca şu anlamları içerir:

   1.Hüküm gecesi: Ezelde kararlaştırılmış işlerin ayırt edildiği gece demektir. Bu anlam ile müfessirler “leyle-i takdir” demek olduğunu söylemişlerdir.

    2.Azamet ve şeref gecesi: Zira o, bin aydan daha hayırlıdır. 83 yıl 4 ay demek olan bin ay, yaklaşık olarak bir insan ömründen bile fazladır. Bu mukayese gecenin azamet ve şerefini ifadeye kâfidir.

   3.Tazyik gecesi: Zira “O gece inen melaikeye arz dar gelir.” denilmiştir. Bildiğimiz üzere ilk nüzul, meleğin şiddetli tazyikiyle başlamıştır. Âdetullah odur ki, her kolaylık ve rahmet, bir zorluk ve zahmetle; her oluş, bir çileyle var olur. 

Kur’an-ı Kerim’in 97.suresi olan Kadr suresinin anlamı şöyledir:

“Biz O’nu Kadir gecesi indirdik. Kadir gecesi nedir, bilir misin sen? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. Meleklerle Ruh o gece Rablerinin izniyle her iş için iner de iner. Tam bir esenliktir o gece, ta tan yeri ağarıncaya kadar.”

Kur’an-ı Kerîm’in indirildiği Kadir gecesi, bu ayette “kutlu (mübarek) bir gece” olarak tanıtılmaktadır. Kadri Yüce Kitabımız, işte böyle kadir ve kıymeti yüksek bir gecede indirilmiştir. Kur’an, kıymetli gecenin şeref ve faziletini kat be kat artırmıştır.

Kur’an-ı Kerim ezeli ve ebedi mucize. Ahsen-i takvim üzere yaratılan insanın en büyük emaneti. Aklı ve iradesi ile emanete değer görülen insanın, kendisine biçilen rolün farkında olması mutlaktır. Kur’an, çağları arkasında sürükleyen kâinat kitabı. İçeriden ve dışarıdan yapılan onca kandırmacaya rağmen diriliğini koruyan mutlak beyan. İnsanlığın yegâne reçetesi. Dünün ilacıydı. Bugünün de yarının da yegâne kurtuluş rehberi. Çünkü O, Allah (cc) tarafından halife olarak seçilen insanlığın kitabı. Kur’an-ı Kerim eskimez yeni. Kur’an’ı Kerim insanoğlunun ihtiyaçlarını eksiksiz karşılayan Allah(cc) sözü. Binlerce yıl geçmesine rağmen öneminden bir şey kaybetmeyen, sürekli gençleşen kitap. İnsanlığın kurtuluş manifestosu. Ümmi peygamberin dilinden dökülen, binlerce bilim adamının binlerce yıldır birçok inceliğinin farkına bile varamadığı eşsiz mucize. Kendisinden başka hiçbir kitaba nasip olmayacak kadar insanların aklında ve gönlünde kalabilen eşsizlikte. Bütün insanlığın hidayet rehberi, Allah’ın ipi, gerçek kurtuluş reçetesi, sağlam kulp, emirleri yerine getirildiğinde saadet, terkinde çile ve azap olan Allah’ın (cc) Kitabı Kur’an…

Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (sas) en büyük ve daimi mucizesi Kur’an-ı Kerim’in indirildiği gece olan Kadir gecesi; sadece onun gölgesinde yaşayanlar, Kur’an’ı hayat ölçüsü kabul edenler için bin aydan daha hayırlı bir ganimettir.

Bu mübarek gecede melekler ve Ruh nasıl yeryüzüne iniyor ve yeryüzü gökyüzü haline dönüşüyorsa, dünyaya yeni bir yön verecek ve dünyada yaşayanlara dosdoğru yolu gösterecek olan Kur’an-ı Kerîm de o gece indirilmeye başlanıyor. Bu tür olaylara sahne olan gecenin kıymetini bilmek, artık o geceye sahip olan ümmet fertlerine yani biz Müslümanlara düşmektedir.

Allah (cc)’ın, insanlara Hz. Muhammed (sas) vasıtasıyla son hitabı ve nihaî mesajı olan Kur’an’ı indirmesi insanlığın hidayetinde bir dönüm noktası teşkil ettiği için, bu olayın gerçekleştiği gece özel bir anlam taşır. Kadir gecesinin önemine ve nüzulüne işaret eden rivayetlerde[2], önceki ümmetlerin uzun ömürlü olmaları, fazla ibadet etmeleri vs. üstünlükleri sebebiyle fazla sevap kazanma imkânına sahip bulunmalarına karşılık Müslümanlara Kadir gecesinin verildiği belirtilir. Bu konudaki rivayetler şöyledir:

       1.Peygamber Efendimiz, daha önceki ümmetlerden bin sene cihad eden insanları düşünüp, benim ümmetimin ömrü kısadır, az ibadet ederler diye üzülünce, Allah Teâlâ, “Kadir gecesi senin ve ümmetinindir.” buyurup Habibi’nin kalbini ferahlattı. Hem de Kadir gecesi, her Ramazan ayında gelir.[3]

       2.Rasûlullah Efendimize (sas) kendisinden önceki insanların ömürlerinin ne kadar olduğu bildirilince, kendi ümmetinin ömürlerini kısa buldu, uzun ömürlü olan diğerlerinin işledikleri salih amelleri işleyemezler diye düşününce, Allah Teâlâ O’na bin aydan hayırlı olan Kadir gecesini ihsan etti.[4]

       3.Rasûlullah Efendimiz, (Beni İsrail Peygamberlerinden 80 yıl Allah Teâlâ’ya ibadet eden oldu) buyurunca, Ashab-ı Kiram hayret ettiler. Bunun üzerine Cebrail aleyhisselam gelip; “Ya Rasûlullah, senin ümmetin bu Peygamberlerin, 80 yıllık ibadetine şaşarlar. Allah Teâlâ sana ondan iyisini gönderdi.” diyerek, “Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır” mealindeki ayeti okudu.[5]

Bir Ömürlük Gecenin Zamanı:

Kadr sûresinde bildirildiğine göre bu gecede Allah’ın izniyle melekler ve Cebrail yeryüzüne iner ve gece boyunca barış ve huzur hâkim olur. Kadr sûresinde verilen bilgiler, Kur’an’ın ramazan ayında ve bütün hikmetli işlerin kararlaştırıldığı mübarek bir gecede indirildiğine dair ayetlerle birlikte ele alındığında Kadir gecesinin ramazan ayı içinde bulunduğu sonucu ortaya çıkar. Bu gecenin daha çok ramazanın son on veya yedi günündeki tekli gecelerde aranması gerektiğine dair hadisler, gecenin tespitiyle ilgili bazı ipuçları vermektedir. Bu hususta sahabeden gelen rivayetlerde en çok ramazanın 27. gecesi öne çıkıyorsa da, bu rivayetler ihtilaflı olduğundan kesinlik ifade etmemektedir. Kadir gecesinin zamanı ile ilgili rivayetler şöyledir:

Abdullah ibni Ömer’den (r.anhüma) rivayet edildiğine göre, bir grup sahabi, rüyalarında Kadir gecesinin Ramazan’ın son yedi gecesinde olduğunu görmüşler ve bunu Hz. Peygamber’e bildirmişlerdi. Bunun üzerine Rasûlullah (sas) şöyle buyurdu:

-”Kadir gecesi ile ilgili rüyalarınızın, ramazanın son yedi gecesi üzerinde toplandığını görüyorum. O halde Kadir gecesini arayan onu ramazanın son yedi gecesinde arasın!”[6]

Âişe’den(ra) rivayet edildiğine göre Rasûlullah (sas) şöyle buyurdu:

“Kadir gecesini Ramazan’ın son on günündeki tekli gecelerde arayın!”[7]

Diğer bir hadis-i şerifte ise Rasûlullah:

“Kadir gecesi Ramazanın 27. Gecesidir.” [8] buyurmuştur.

İslam kaynaklarında belirtildiğine göre Allah Teâlâ bir takım hikmetlere dayanarak Kadir gecesini ve onun dışında diğer bazı şeyleri de gizli tutmuştur. Bunların gizli tutulmasından maksat müminlerin uyanık, dikkatli ve devamlı Allah’a ibadet ve taat içerisinde olmalarını sağlamaktır. Müminler bu geceyi gaflet içerisinde geçirmemeli, ibadet ve taatle değerlendirmelidir. Kısmî belirsizlik sayesinde müminlerin Kadir gecesi ümidiyle bütün ramazan gecelerini ibadet şuuru içerisinde geçirmeleri söz konusudur. Kur’an’ın indiği bu kutlu geceyi değerlendirmek, bin aylık bir ömrü hayırla geçirmiş olmak yani bereketlendirmek anlamına gelmektedir. Onun hangi gece olduğunun açıklanmaması, o gecenin ömre ömür katan feyiz ve bereketini yakalama gayretini telkin etmek içindir. Bu gecenin şeref ve değerinden yararlanmak isteyen Müslümanlar, hemen hemen ramazanın her gecesini Kadir gecesiymiş gibi değerlendirmeye çalışacaklardır. Bu da onların çok hayır kazanmasına vesile olacaktır. “Meçhulde bereket vardır.” sözünün anlamı da böylece gerçekleşecektir. Nitekim âriflerden biri, zaman ve insanın değerini belirtmek üzere “Her geceni Kadir bil; her geçeni Hızır bil.” demiştir.

Kadir Gecesinin Faziletine Kesin İman:

Bir hadiste “Faziletine inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek Kadir gecesini değerlendiren kişinin geçmiş günahları bağışlanır.” [9]

Yine Âişe’den (ra) rivayet edildiğine göre: “Rasûlullah (sas), ramazanda diğer aylardan daha fazla (kulluk yapmaya) çalışırdı. Ramazanın son on gününde de ramazanın öteki günlerinden daha fazla ibadet ederdi.”  [10] 

Ramazanın son on gününe girildiğinde Hz. Peygamber dünyevî işlerden uzaklaşıp itikâfa çekilir, geceleri daha çok ibadet ve tefekkürle geçirdiği gibi ailesini de uyanık tutardı. Âişe (ra) şöyle dedi:

-“Ey Allah’ın Rasûlü! Kadir gecesinin hangi gece olduğunu bilecek olursam, o gece nasıl dua edeyim?” diye sordum.

-”Allahım! Sen çok affedicisin, affetmeyi seversin. Beni bağışla!” diye dua et,  buyurdu. [11]

Kadir gecesi hakkındaki hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

“Dört gecenin gündüzü de gecesi gibi faziletlidir. Allah Teâlâ, o günlerde dua edenin isteğini geri çevirmez, onları mağfiret eder ve onlar bu günlerde bol ihsana nail olurlar. Bunlar, Kadir gecesi, Arefe gecesi, Berat gecesi, Cuma gecesi ve günleri.” [Deylemi]

Gecemizi Nasıl Değerlendirelim:

     • Kadir gecesini, namaz kılarak, Kur’an-ı Kerim okuyarak, tövbe-istiğfar ve dua ederek değerlendirmeliyiz. Üzerinde namaz borcu olanların nafile namazı kılmadan önce hiç değilse beş vakit kaza namazı kılmaları daha faziletlidir.

    • Bu gecenin öyle bir anı vardır ki o anda yapılan ibadet ve dualar mutlaka makbul olur. Bu önemli anı yakalamak için gecenin bütününü tövbe ve istiğfar ile geçirmek gerekir. Bu da kişinin imanını tazeler.

    • Düşünce ile ibadet olarak isimlendirdiğimiz tefekkürü “İnsanlığın amacı nedir?” “Olgun insan olma mertebesine nasıl ulaşabiliriz?” “Nasıl insanlığa daha iyi hizmet edip, daha çok sevgi sunabiliriz?” şeklindeki odak noktaları ile güçlendirelim.

    • Kadir gecesi gibi müstesna fırsatları kaçırmamak için dikkatli davranmak, hatta ev halkını da bu konuda uyarmamız sünnettir.

   • Ramazan ayında her zamankinden daha fazla ibadet etmeli. Son on gününde de diğer ramazan günlerinden fazla ibadete gayret etmek Peygamber Efendimizin sünnetidir. O halde bu konuda ona uymaya çalışmak gerekir.

    • Kadir gecesinde; bol bol “Allah’ım!  Sen çok affedicisin, affetmeyi seversin. Beni bağışla!” diye dua etmek sünnettir.


[1] Hadislerle Kur’an Tefsiri İbni Kesir, Bekir Karlığa, Bedrettin Çetiner XV/8537.

[2] İnsanlığa Son Çağrı, Kur’an-ı Kerim Tefsir-Meal, Prof. Dr. Hamdi Döndüren-II/968,  Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kuran Dili IX/5972.

[3] Beyhaki: Sünen,4/306.

[4] İ. Malik-Muvatta, İtikâf, 15.

[5] Suyuti, ed-Durr,8/568.

[6] Buhârî, Leyletü’l-Kadr 2, Ta’bîr 8;  Müslim, Sıyâm 205 -206.

[7] Buhârî, Leyletü’l-Kadr 3.

[8] Ebû Dâvûd, Ahmed b.Hanbel Et-Tâc, II/84.

[9] Buhârî,  Savm 6, Terâvih 1, Leyletü’l-Kadr 1; Müslim, Müsâfirîn 173–176.

[10] Müslim, İtikâf 8. Ayrıca bk. Tirmizî, Savm 72; İbni Mâce, Sıyâm 57.

[11] Tirmizî, Daavât 84. Ayrıca bk. İbni Mâce, Dua 5.

Yazar: 
Image CAPTCHA
Enter the characters shown in the image.