Yeni yorum ekle

Siyer-i Nebi ve Muhammed Hamidullah


1908 yılında Hindistan’da dünyaya gelen Muhammed Hamidullah, Yüksek Öğrenimini Osmaniye Üniversitesi’nde tamamlamıştır. Doğu ve Batı kütüphanelerinde araştırmalar yaparak “İslâm Genel Devletler Hukuku ve Devletler Genel Hukuku” dallarında master – doktora çalışmalarını gerçekleştiren ve Osmaniye Üniversitesi’nde profesör olarak 1947 yılına kadar çalışan Hamidullah, Hindistan’ın Haydarabat Nizamlığı’nı işgali üzerine memleketinden ayrılmış ve birçok ülkeyi gezerek araştırmalarına devam etmiştir. 17 Aralık 2002 tarihinde Amerika Birleşik Devletlerinin Florida eyaletinde Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur.

Muhammed Hamidullah, Ortaçağ İslâm geleneğinde görülen çok yönlü İslâm âlimi prototipinin XX. yüzyıldaki başlıca temsilcilerdendir. Uzmanlık alanını İslâm tarihi ile sınırlandırmadan İslâm Hukuku, Kur’ân, Hadis ve Tefsir gibi ilim dallarıyla yakinen ilgilenmiş ve bu alanlarda birçok eser telif etmiştir.[1]

Özellikle tarih çalışmalarında gerekli olan Doğu ve Batı dillerini bilmesi, Hindistan’dan Avrupa’ya kadar gittiği ülkelerde kütüphane çalışmaları yapması, bilim adamlarıyla görüşmesi, ihtiyaç duyduğu yan disiplinlere hâkimiyeti Hamidullah’ın başarılı bir İslâm tarihçisi olmasının temel nedenleridir.[2]

Ona göre Siretü’n Nebî konusunda Hz. Peygamber, konuşulup tartışılan bir kişilik değil bizzat yaşamak için daimi bir örnek olarak tetkik edilmelidir. Bu örnekliği topluma aksettirecek olan İslâm araştırmacılarının da aynı dinamiklikle objektif, derinlikli, gerçekçi ve ilgi alanıyla barışık bir üslup benimsemeleri gerekmektedir. Hamidullah, bu ilimler üstü yöntem ve yaklaşım biçimini araştırmalarında kullanarak çağdaşlaşma problemi ile boğuşan modern entelektüellere, Müslüman kalarak Doğu-Batı çatışmasını aşma ve klasik kaynaklarıyla barışık kalma yollarını göstermiştir.[3]

Araştırmalarında onun bütün kaynaklara ulaşma gayreti, Siyer çalışmalarında açıkça görülür. Örneğin Hz. Peygamber’in hayatını ele alırken faydalandığı kaynaklar; Kur’ân-ı Kerim, hadis kitapları, şiirler ve çeşitli edebiyat ürünleri, kitabeler, siyer, ensâb – tabakât kitapları, umumi tarihler, tefsir ve fıkıh eserleridir. Bütün bu kaynaklarla birlikte Hamidullah, bazı konuları mukayeseli ele alabilmek gayesiyle İslâm toplumu dışında Çin, Habeşistan, Mısır, Bizans, İran ve Hindistan gibi coğrafyalarda yaşayan millet ve kültürlere ait kaynaklara da başvurmuştur.[4]Hamidullah’a göre, sıhhatlerinin tespiti açısından kaynaklarda yer alan belge ve bilgilerin mukayeseli tetkiki en güvenilir yoldur. Mahiyetleri gereği kısa metinli talimatnameler ve hukuki içerikli belgeler, hadis ve siret kaynaklarındaki belge sahibi ailelerden nakledilen vesikalar sahih; ilavelerin yapılıp yapılmadığını ancak ehil olan kimselerin anlayabileceği şekilde uzayan rivayetlerin yer aldığı belgeler ise zayıftır. Klasik kaynaklarda yer almayan bu yeni ölçülerle Muhammed Hamidullah, sosyolojik ve psikolojik şartları hesaba katan bir yaklaşım sergilemiştir.[5] Bu bağlamda Hz. Peygamberin Bizans’la diplomatik münasebetlerini incelerken, o döneme en yakın Bizans kaynakları olan Theophanes (ö.818) ve Nikephoros’un (ö. 829) VIII. yüzyıla ait kroniklerine ve Zonaras’ın XII. yüzyıla ait eserine müracaat etmiştir.[6] İslâm tarihinin aynı zamanda dünya tarihinin bir parçası olduğunu gösteren bu metodu, bakış açısı itibariyle onu diğer meslektaşlarından farklı kılmıştır.[7]

Muhammed Hamidullah, Hz. Peygamber dönemindeki gazvelerin yapıldığı yerler hakkında bilgi vermek için harita ve kroki çizimi konusunda özel dersler almış ve ilgili savaş meydanlarına bizzat giderek gözlemlerde bulunmuştur.[8] Onun bu gözlem metodu, Mukaddime’de rivayetlerin sahihliği hakkında yeni bir usûl ortaya koyan İbn Haldun’un rivayetlerde bahsedilen mekâna bizzat gidip tetkik yapma metoduyla benzerlik arz etmektedir.

Hz. Peygamber dönemindeki bazı önemli olayların hicri ve miladi tarihlerini tespit etmek için hicri takvim konusunu ele alan Hamidullah, kaynaklardaki rivayetleri değerlendirirken Araplarda uygulanan nesi[9] konusunun dikkate alınması gerektiğini belirmiştir.[10]

Geçmişten tevarüs edilen bilgi birikimini, geliştirdiği üst yöntemlerle yeniden yorumlama istidadına sahip olan Muhammed Hamidullah, sadece telif ettiği eserleriyle değil aynı zamanda günümüz dünyasına hitap eden üslubu ve ilmî önderlik prototipi ile iz bırakmış örnek bir şahsiyettir. İsmail Kara’nın kaleme aldığı “Sözü Dilde Hayali Gözde” kitabından Hamidullah’ın sünnete karşı bakış açısını veciz bir şekilde anlatan bir anekdotla hitam-i kelam edelim: “1975 – 1976 yıllarında İslâm’da kölelik konusunda verdiği konferansın soru faslında yaşlı bir zatın ‘Hoca Efendi, duyuyoruz ki bazı hocalar, ‘sünnet namazları kılmasanız, sünnet ibadetleri yapmasanız da olur’ diyorlar. Bu doğru mudur, siz ne buyurursunuz?’ sorusuna mukabil şunları söyler: ‘Peygamber Efendimiz zamanında biri çıkıp da ‘Bu Allah’ın emri, bu ise Peygamber’in emridir, ikisi arasında fark vardır’ deseydi, herkesin ittifakla ‘hâzâ kafir’ (işte kafirin tâ kendisi) diyeceğinde hiç şüpheniz olmasın…Ama fıkıh açısından meseleye bakacak olursak sizin de bildiğiniz üzere iki emir, iki yasak, iki tavsiye arasında dünyevî ve uhrevî müeyyideler ve statüler açısından fark vardır….Kardeşimizin sorusundan sünneti küçümseyen hocaların varlığına dair bir intiba edindim. Bunun merdut olduğu açıktır. Efendimiz’in sünneti olmadan elbette din olmaz.’ 



[1] Dr. Casım Avcı, “Muhammed Hamidullah’ın Tarih/İslâm Tarihi Araştırmalarındaki Metodu ve Bazı Görüşleri”, Hadis Tetkikleri Dergisi, cilt:I, sayı: I, (yıl: 2003), s. 196-205, s. 196.

[2] Dr. Casım Avcı, a.g.m, s. 197.

[3] Prof. Dr. İbrahim Hatiboğlu, “Bir İslâm Araştırmacısı ve Hadisçi Olarak Muhammed Hamidullah”, Hayatı, Kişiliği ve Düşünceleri ile Muhammed Hamidullah Sempozyumu 18-19 Kasım 2005- Bursa İl Müftülüğü Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, (yıl: 2007), s. 127 – 134, s. 128.

[4] Dr. Casım Avcı, a.g.m, s. 198.

[5] Prof. Dr. İbrahim Hatiboğlu, a.g.m, s. 129.

[6] Dr. Casım Avcı, a.g.m, s. 198.

[7] Dr. Casım Avcı, a.g.m, s. 199.

[8] Dr. Casım Avcı, a.g.m, s. 199.

[9] Ayrıntılı bilgi için bkz: Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, “Hicri Takvim ve Tarihî Arkaplanı”,  Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, cilt: IX, sayı. IX, (yıl: 2000); çev. Dr. Kasım Şulul.

[10] Dr. Casım Avcı, a.g.m, s. 201.

Yazar: 
Image CAPTCHA
Enter the characters shown in the image.