Ah Ben Nidem

Ah ben nidem, 

Öyle bir çağa düştük ki

Gönülde ‘hubb’lar cirit atıyor.

Fezaya çıkan insan kendini bilmez oldu.

Çalkantılı bir ummanın ortasında çırpınıp duruyoruz.

Gönül kıblemiz pusulasını şaşırmış,

ne yana dönse Rabbi yerine, başka bir heyula görür.

 

Ah ben nidem,

Şu koskoca dünya dar geldi sığamaz olduk

Her yeri gezdik de bir gönüle giremez olduk

Ten kafesimizi yaldızla süsledik

bir de karşısına geçip hayran olduk

 

Ah ben nidem;

Yamalı elbise giymek ar; yırtığı giymek gösteriş oldu.

Atlas libas giyen de yok aba giyen de…

Ne Leyla kaldı ne mecnun,

bir sevgilinin peşinde ömür boyu vuslat aramak, beyhude çaba oldu.

Ne mah cemalin peşinde yorulmak var ne yardan cüdâ gecelerde ağlamak.

Kartopu gibi büyüyen bir hız parmaklarımızın ucunda.

 

Ah ben nidem,

ağyarı bırakıp kendime gidem,

Habîbe gidem, Rabbime gidem.

Ah ben nasıl gidem !

 * * *

                                                                              Şu Benim Divane Gönlüm

şu benim divane gönlüm

yine hubdan huba düştü

mah cemalin şulesine

çalkalanıp göle düştü

Ah ben nidem, şeyhim nidem?
Yaralıyam kime gidem ya halim kime arz idem

 

kiminin meskeni külhan

kimi derviş kimi sultan

kimi öz yarine mihman

bana yardan cüda düştü

 

kimisi yar ile gezer

kimi canından bezer

kimi atlas libas giyer

şükür bana aba düştü

 

kul yusuf'um der bu demler

gözümden akıttın nemler

benim çektiğim bu sitemler

bana yardan reva düştü

 

 

Yazar: 

Yeni yorum ekle

Image CAPTCHA
Enter the characters shown in the image.