Habbâb b. Eret


Künyesi Ebû Yahya ve EbÛ Muhammed olarak geçer. Aslen Temîm kabilesinden olan Habbab, Huzâî nisbesiyle de tanınır.  Kaynaklarda belirtildiğine göre İslamiyeti kabul eden altıncı veya yedinci kişidir. demircilikyapan Habbab b. Eret, okuma yazma bildiği için bazı müslümanlara yeni nazil olan ayetleri öğretirdi. Bir defasında Taha suresinin ilk ayetlerini bir sayfaya yazıp Hz. Ömer'in kız kardeşi Fatıma ile kocası Said b. Zeyd'e öğretirken henüz Müslüman olmayan Ömer içeriye girmiş, ancak dinlediği ayetlerin tesiriyle müslüman olmak istediğini bildirince Habbab ona Rasûl-i Ekrem'in gizlendiği yeri haber vermiş ve müslüman olması için daha önce Rasûlullah'ın dua ettiğini söylemişti. Habbab islamiyet'i kabul ettikleri için işkence gören kölelerden biriydi. Habbab’a Kızgın taşlar üzerinde işkence edilirdi. Nitekim yıllar sonra Hz. Ömer’e sırtındaki işkence izlerini göstermişti.

Habbab, Âs b. Vail'e kılıç satmış, fakat parasını alamamıştı. Âs ona dinini terketmedikçe borcunu ödemeyeceğini söyleyince Habbab, "Senin ölüp tekrar dirildiğini görmedikçe bu işi yapmam" demiş, Âs’ın, "O halde kıyamet gününde gel, o gün benim malım da olacak, evladım da. O zaman öderim" diye alay etmesi üzerine göre Meryem suresinin 77-80. ayetleri nazil olmuştur. İlk muhacirlerden olan Habbab, Medine'ye hicret edince bazı bekâr müslümanlarla birlikte Külsüm b. Hidm'in evine misafir oldu ve Külsüm'un Bedir Gazvesi'nden önce vefatına kadar onun evinde kaldı. Daha sonra diğer kimsesiz muhacirlerle birlikte Sa'd b. Ubade'nin evine geçti. Rasûlullah Habbab'la Cebr b. Atîk'i kardeş yaptı. Bütün gazvelere iştirak eden Habbab Rasûl-i Ekrem'in vefatından sonra Kûfe'ye yerleşti. Irak seferlerine katıldı. 37 (657) yılında yetmiş üç veya altmış üç yaşında Kûfe'de vefat etti. Hz. Ali Sıffin Savaşından dönünce Habbab'ın kabrine giderek cenaze namazını kıldı.