Teşrik Tekbirlerini Unutmayalım!

Arefe gününün sabah namazından başlayıp kurban bayramının dördüncü gününün ikindi namazına kadar, yirmi üç vakit farz namazın arkasından birer defa alınan tekbirlere teşrik tekbiri denir. Bu tekbir şu şekildedir:

الله أكبر. الله أكبر. لا إله إلا الله. والله أكبر. الله أكبر ولله الحمد

"Allâhü ekber Allahü ekber. Lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber. Allâhü ekber ve lillâhi’l-hamd"

Teşrik tekbirleri Kurban Bayramı günlerini zikirle zînetlendiren muhkem bir vaciptir. Bu konuda bilinmesi gereken fıkhî meseleleri şöylece özetleyebiliriz:

*Namaz kılan bir kimse teşrik tekbirlerine, Arefe günü sabah namazının farzını kılıp selam verdikten sonra başlar. Dördüncü bayram günü ikindi namazını edâ ettikten sonraya kadar yirmi üç vakitte farz namazlardan sonra devam ederek okur.

*İmam-ı Azam Ebû Hanife mezhebine göre; yukarıda bahsi geçen süre içinde, farz-ı ayın olan namazların ardından teşrik tekbiri getirmek vaciptir. Bu tekbiri getirenler sevap ve hasenata nail olurlar, özürsüz olarak terk edenlerin ikab olunmasından korkulur.

*Arefe gününün sabah namazında başlayıp bayramın dördüncü gününün ikindi namazına kadar 23 vakit farzlardan sonra teşrik tekbirlerini getirmek vaciptir:

Namaz ister cemaatle kılınmış olsun, ister yalnız kılınsın, kılan ister kadın olsun, ister erkek olsun, ister misafir olsun, ister mukim olsun, ister şehirde bulunsun, ister köyde bulunsun hüküm değişmez.

*Selam verdikten sonra herhangi bir şekilde namazı bozulan kimse -kalkıp yeniden abdest almaya gitmez- bu şekilde tekbiri getirebilir.

Çünkü her ne kadar abdest almak namazın cüzlerinden ise de, böyle yapmak namazla tekbir arasındaki bağlantıyı kesintiye uğratmış olur.

*Teşrik tekbirini alan kimse erkek ise, bu tekbiri alması kendisine vacip olduğu gibi; herkesin işitebileceği bir sesle aşikare söylemesi de vaciptir.

*Tekbir getirenler kadın ise; -ister namazlarını imama uyarak kılmış olsunlar, ister yalnız kılsınlar- tekbirlerini sadece kendilerinin işitebileceği bir sesle alırlar.

*Kurban bayramı günlerinden herhangi biri Cuma gününe tevafuk ederse, o gün kılınan Cuma’nın farzından sonra teşrik tekbiri getirilir.

*Teşrik tekbirleri vakit namazlara bağlı bulunduğundan; vitir namazından sonra, bayram günlerinde kılınan cenaze namazlarından sonra ve beş vakit namazın sünnetlerinden sonra getirilmez.

*Gerek Ramazan ve gerekse Kurban Bayramı namazlarından sonra teşrik tekbiri almak şart değildir, lakin getirilmesinde sakınca yoktur.

*Akabinde teşrik tekbiri getirilecek olan bir namaz cemaatle kılınırken, imam tekbiri unutursa, cemaatin vücûben tekbiri alması gerekir. Çünkü bunda imama tabi değillerdir.

*Cemaatle kılınan -tekbirli- namazda sehiv secdesini gerektirecek bir durum vaki olursa; söz konusu secde namazın tamamlayıcısıdır. Bu itibarla önce sehiv secdesi yapılır, sonra teşrik tekbiri alınır.

Cemaate sonradan katılan bir kimse de (mesbûk) bu konuda aynı şekilde davranır.

*Teşrik tekbiri alınan namazlarda imam namazı bitirip teşrik tekbiri almaya başlayınca; cemaate sonradan katılan kimse (mesbûk) de unutarak veya bilmeyerek tekbire katılmış olsa -başkaca dünya kelamı konuşmadığı veya amel-i kesîrde bulunmadığı müddetçe- namazı bozulmaz.

Tekbirden sonra namazına devam eder ve selam verdikten sonra tekrar teşrik tekbiri alır.

*Arefe günü ile kurban bayramı günlerinde kaza namazı kılanlardan bir kısmı tekbir alır, diğerlerinden tekbir sakıt olur.

a) Önceden kazaya kalmış bir namaz bayram günlerinde kılınsa, tekbir almak lazım gelmez.

b) Bayram günlerinde tekbirli namazlardan biri kazaya kalır da, bayramdan sonra kaza edilirse tekbir sakıt olur. Gelecek senenin bayram günlerinde kaza edilmiş olsa, yine tekbir sakıt olur.

c)Bayram günlerinde kazaya kalmış olan namaz, yine aynı günler içinde kaza edilecek olsa, bu namazın bitiminde teşrik tekbiri almak lazım gelir.

* Teşrik tekbiri almayı unutan kimse; kahkahayla gülmek, dünya kelamı konuşmak, bir şey yemek veya o mahalden ayrılmak gibi, namazla tekbir arasını herhangi bir şekilde ayırmış olursa, tekbir ondan sakıt olur.

* Teşrik tekbirini bir defa almak vaciptir. Ziyadesi sünnete muhaliftir.

İslâm’ın nezaket ve zarâfetinin tamamlanması, ayrıntı zannedilen incelik ve güzelliklere riayet etmekte saklıdır. Bu güzelliklerin kıymetini bilmeli, âdâbına riayet etmeli.

İlk Teşrik Tekbiri

Rivayet edildiğine göre; Hz. İbrahim (a.s), oğlu İsmail’i Allah’ın emri doğrultusunda kurban etmek üzere yatırdığı zaman, Cebrail (a.s.) yine Hakk’ın emriyle iri ve güzel bir kurban getiriyordu.

Cebrail (a.s), Hz. İbrahim’in gelen sese kulak verip meşgul olması için “Allâhü ekber, Allâhü ekber” diye seslendi. O da oğluna bir fidye getirildiğini görünce sevincinden; “Lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber”dedi. İsmail’in kurtulduğunu gören Cibril; “Allâhü ekber ve llillâhi’l-hamd” diyerek cümleyi tamamladı.

Yeni yorum ekle

Image CAPTCHA
Enter the characters shown in the image.