Alçak Gönüllü İdi

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in en belirgin niteliklerinden biri sadelik ve alçak gönüllülüktür. Efendimiz, her insanla; dostlarıyla-düşmanlarıyla, aile fertleriyle, yabancı devlet elçileriyle hep gösterişten uzak, doğal bir şekilde görüşür ve konuşurdu. Hareketlerini bir kul olarak ayarlardı. Kendisi kral-resûl ve kul-resul olma konusunda muhayyer bırakıldığında "kul-Resûl" olmayı tercih etmiştir.  Bütün hayatı boyunca aynı niteliği her hal ve şartta korumuş ve yaşamıştır. Hiç bir zaman ashâbından farklı imkanlara sahip olmak ve farklı görünmek gibi arzu ve davranışta bulunmamıştır. 

Ebu Umâme radıyallahu anh anlatıyor:

Bir gün Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem mutluluk yuvası evinden bir bastona dayanarak çıkıp yanımıza geldi. Biz derhal ayağa kalktık. Bunu görünce:

"Yabancıların yaptığı gibi yapıp ayağa kalkmayınız. Onların bir kısmı bir kısmını ulular. Ben ancak bir kulum; kul gibi yer, kul gibi oturur ve kalkarım" buyurdu. [1]

Enes b. Mâlik radiyallahu anh anlatıyor:

Medineli herhangi bir köle kadın Hz. Peygamberin önüne düşer, ihtiyacını gördürmek için kendisini herhangi bir mahalleye kadar götürebilirdi. Peygamberimiz bundan hiç bir zaman yüksünmezdi.

Bir gün Bâdiye'den bir adam Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'i ziyarete gelmişti. Bir anda Resûlullah'ın huzurunda bulunmaktan duyduğu heyecanla titremeye başladı. Resullulah sallallahu aleyhi ve sellem onu:

"Kendine gel arkadaş! Ben hükümdar değilim. Ben, kadîd (güneşte  kurutulmuş et, kuru ekmek ) yiyen Kureyşli bir kadının oğluyum!…" buyurarak sakinleştirdi.[2]

Ebû Hureyre radıyallahu anh anlatıyor:

Bir gün Peygamberimizle birlikte elbise almak için çarşıya çıkmıştık. Satıcıya "Ölç!" buyurdu. Satıcı yerinden fırladı ve Peygamber Efendimizin elini öpmek istedi. Peygamberimiz elini vermedi ve şöyle buyurdu:

- Acemler krallarına böyle yaparlar; ben kral değilim, ben sadece sizden biriyim."

Sonra elbiseyi aldık. Ben taşımak istedim, kabul etmedi ve bu defa da bana hitaben:

-"Eşyâsını sahibinin taşıması daha uygundur!" buyurdular.[3]

Peygamber Efendimiz, kendi işini kendisi görmeyi pek severdi. Ashâbı ile birlikte yapılan işlerde de onlarla beraber çalışırdı. Mescid-i Nebevî'nin inşasında, Hendek Savaşında, hendek kazma işinde hep onlarla birlikte çalışmıştır.

Bir yolculuk sırasında mola verilmiş, yemek hazırlamak için iş bölümü yapılmıştı. Efendimiz, kendisine herhangi bir iş bırakılmak istenmediğini sezince, "Bâri ben de yakacak bir şeyler toplayayım" buyurmuş itiraz edenlere de "Sizlerden ayrılmaktan hoşlanmam" cevabını vermiştir.[4]

Sadelik ve alçak gönüllülüğü huy edinmiş bulunan sevgili Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, en çok kibir, gurur, yapmacık ve göstermelik davranışlardan hoşlanmazdı.



[1] Kadı Iyâz, Şifâ, I, 101

[2] İbni Mâce, Et’ime 30; Kadı Iyâz, Şifâ, I, 103

[3] Kadı Iyâz, Şifâ, I, 103

[4] Bk. Muhibbudin et-Taberî, Hulâsü siyeri seyyidi’l-beşer, 97

Yeni yorum ekle

Image CAPTCHA
Enter the characters shown in the image.