Benî Kureyzâ Gazvesi

Bu gazve, Medine'de kalan son Yahudi kabilesi Kureyzaoğulları'na karşı yapılmıştır. Sebebi, bu kabilenin Hendek savaşının en kritik safhasında Müslümanlarla yapmış olduğu antlaşmayı bozrak düşman ittifakına katılması ve İslâm ordusunu arkadan vurmaya yeltenmesidir.

Rasûlullah (s.a.v.), müttefik düşman ordularının muhasarayı kaldırarak geriye çekilmesinden bir gün sonra karargâhından ayrılarak ordusuyla birlikte Medine'ye dönmüştü. Öğle vakti odalarından birine girmiş üzerindeki savaş elbisesini çıkarmak üzereydi ki, vahiy meleği Cebrail (a.s.) tam o anda kendisine geldi. Ona, Yüce Allah'ın, Kureyza Yahudileriyle savaşmasına dair mesajını tebliğ etti ve meleklerin de henüz silahlarını bırakmadıklarını haber verdi.[1] Peygamberimiz, bu gelişme üzerine, ashâbını Mescid-i Nebevi'de toplantıya çağırarak onlara şu talimatı verdi:

"Sizden hiç biriniz, ikindi namazını Kureyzaoğulları semtinden başka yerde kılmasın!"

Bu emri alan Müslümanlar, silahlarını yeniden kuşanarak gruplar halinde Kureyzaoğulları semtine akmaya başladılar. Hendek gazvesi dönüşü henüz dürülmemiş olan sancak, Hz. Ali tarafından taşınıyordu. İslam ordusunun mevcudu Hendek'teki gibi 3 bin kişiydi.

Diğer taraftan İslam askerinin geldiğini gören Yahudiler, korkularından ne yapacaklarını şaşırdılar. Hemen kalelerine kapanıp savunma tedbirleri aldılar. Reisleri Esed oğlu Ka'b Müslüman olmayı veya kadınlarını ve çocuklarını öldürüp Müslümanlarla ölüm-kalım savaşı vermeyi ya da kendilerinden herhangi bir hareket beklenmeyen Cumartesi günü saldırıya geçmeyi teklif ettiyse de Yahudiler, bu teklifleri kabule yanaşmadılar.[2]

Peygamberimiz kuşatmayı 25 gün sürdürdü. Yahudiler, bu süre sonunda çaresiz kalarak kayıtsız şartsız teslim oldular. Onların rızasıyla, kendilerine verilecek ceza hususunda daha önce müttefikleri olan Evs kabilesinin liderlerinden Muaz oğlu Sa'd'ın hakemlik yapması kararlaştırıldı.

Hakem seçilen Sa'd, Hendek gazvesinde anlaşmayı bozarak Müslümanlara hıyanet eden ve onları arkadan vurmaya kalkan bu Yahudi kabilesinden eli silah tutanların öldürülmesine, kadın ve çocukların esir alınmasına ve mallarının da Müslümanlar arasında dağıtılmasına karar verdiğini açıkladı. Onun bu kararını tasdik ve takdir eden Peygamberimiz:

"Ey Sa'd! Allah'ın onlar için verdiği hüküm de şüphesiz budur." dedi.[3]

Onlara verilen bu ceza, hemen yerine getirildi. Bu duruma Kur'an-ı Kerim'de de işaret edilerek şöyle denilmiştir:

"Allah Teâlâ, (Medine'yi kuşatan) küfür ehli saldırganlara yardım eden Ehl-i Kitap mensuplarını kalelerinden çekip çıkardı ve kalplerine korku saldı. Böylece bir kısmını öldürdünüz, bir kısmını da esir aldınız.[4]

Kureyza Yahudilerinden Müslüman olan 3 erkek, bu cezadan muaf tutulmuşlardı. Bu gazveden sonra artık Medine'de Yahudi kalmamış oldu. Müslümanlar, en kritik anlarda ahdi bozan ve kendilerini arkadan vurmaya kalkan bu topluluğun hıyanetlerinden kurtuldular.



[1] İbn Hişam, II, 233.

[2] İbn Hişam, II, 235-36.

[3] İbn Hişam, II, 240.

[4] Ahzab sûresi, 33/26.

Yeni yorum ekle

Image CAPTCHA
Enter the characters shown in the image.