Sevenlerinin Dilinden Efendimiz (sas) – Fuzûlî “Su Kasidesi”

Saçma ey göz eşkten gönlümdeki odlara su
Kim bu denlü duduşan odlara kılmaz çare su

(Ey göz, gönlümdeki ateşlere gözyaşlarından su serpme
Çünkü böylesine tutuşan ateşlere su fayda etmez.
)

Ab gûndur gûnbed-i devvâr rengi bilmezem
Ya muhit olmuş gözümden gûnbed-i devvâre su

(Bilmiyorum, dönen gökkubbe mi su rengindedir,
Yoksa gözyaşlarım mı gökyüzünü kaplamış?
)

Zevk-i tiğinden aceb yoh olsa gönlüm çak çak
Kim mürûr ile bırağur rahneler divâre su

(Kılıç gibi bakışlarının etkisiyle gönlüm parça parça olsa şaşma,
Çünkü; su duvardan aka aka yarıklar oluşturur.
)
Vehm ilen söyler dil-i necrûh peykânın sözün
İhtiyât ile içer her kimde olsa yare su

(Yaralı gönül, senin ok atışlarına benzeyen kirpiklerinin sözünü korkarak söyler,
Yarası olanlar da suyu yavaş yavaş ve ihtiyatla içer.
)

Suya versun bâğban gülzârı zahmet çekmesün
Bir gül açılmaz yüzün tek verse bin gülzare su

(Bahçıvan boşuna yorulmasın ve gül bahçesini sele versin. Çünkü bin gül bahçesini sulasa senin yüzün gibi bir gülün açılmasına olanak yoktur.)
Ârızın yâdıyle nemnâk olsa müjgânım nola
Zâyi olmaz gül temannâsıyle vermek hâre su

(Gül isteyerek dikenine su vermek boşuna değildir,
Senin yanağını anarak kirpiklerim ıslansa ne olur?
)

Gam günü etme dilî bîmârdan tîğin dirîğ
Hayrdır vermek karangu gicede bîmâre su

(Gam gününde hastaya gönülden kılıç gibi keskin bakışlarını esirgeme;
Çünkü karanlık gecede hastaya su vermek hayırlı bir iştir.
)

İste peykânın gönül hicrinde şevkin sâkin et
Susuzam bir kez bu sahrâda benümçün are su

(Gönül, sevgilinin oka benzeyen kirpiklerini arzula ve ondan ayrı olduğum zaman hasretimi dindir. Susuzum, bu aşk sahrasında bir kez de benim için su ara.)

Men lebin muştâkıyam zühhâd kevser tâlibi
Nitekim meste mey içmek hoş gelûr hüşyâre su

(Ben şiddetle dudağını arzuluyorum, sofularsa Kevser istiyorlar,
Tabii, sarhoşa şarap, ayıklara da su içmek hoş gelir.
)

Ravza-i kûyuna her dem durmayup eyler güzâr
Âşık olmuş gâlibâ ol serv-i hoş reftâre su

(Su, durmadan sevgilinin cennet bahçesine dönmüş yurduna doğru akıp gidiyor,
Galiba o da, o selvi boylu güzele âşık olmuş.
)

Su yolun toprağ olup ol kûydan dutsam gerek
Çün rakîbimdir dahi ol kûya koymam vare su

(Toprak olup sevgilininin yurduna giden suyun önünü kesmeliyim,
Çünkü su benim rakibim olmuştur, onu oraya gitmesini önlemeliyim.
)

Dest bûsi ârzusuyle ölürsem dostlar
Kûze eylen toprağım sunun anınla yâre su

(Dostlarım, onun elini öpmek arzusuyla ölürsem,
Toprağımdan bir testi yapın ve sevgiliye onunla su verin.
)

Sevr ser-keşlik kılur kumrî niyâzından meğer
Dâmenin duta ayağına düşe yalvere su

(Selvi, kumrunun yalvarmasına inatla karşı çıkıyor,
Su, selvinin çevresinde dolanıp yalvarsın da onu bu inatçılıktan
vazgeçirsin.
)

İçmek ister bülbülün kanın meğer bir reng ile
Gül budağının mizâcına gire kurtare su

(Gülün budağı güle renk vermek için hile ile bülbülün kanını içmek
istiyor. Su gülün gövdesine yürüyüp yalvarsın da, zavallı bülbülü kurtarsın.
)

Tinet-i pâkini ruşen kılmış ehl-i âleme
iktidâ etmiş tarîk-i Ahmed-i muhtâra su

(Su olmazı oldurmuş, Hazreti peygamberin yoluna girerek,
tertemiz doğasını insanlık âlemine göstermiştir.
)

Seyyid-i nev-i beşer deryâ-yi dürr-i istifâ
Kim sepüptür mucizâtı ateş-i eşrâre su

(İnsanların ulusu Muhammed, seçkinlik incisinin denizidir ki;
Onun mucizeleri kötülerin ateşine su serpip söndürmektedir.
)

Hayret ilen parmağın dişler kim etse istimâ
Parmağından verdiği şiddet günü enâsere su

(Kızgın bir günde Muhammed´in yanındakilere parmağından su verdiğini,
Kim işitse hayret eder ve şaşırır.
)

Dostu ger zehr-i mâr içse olur âb-i hayât
Hasmı su içse döner elbette zehr-i mâre su

(Muhammed´e gönül veren, onun dostu olan yılan zehri içse hayat suyu olur,
Onun düşmanları ise tatlı su içse yılan zehiri olur.
)

Hâk-i pâyine yetem der ömrlerdir muttasal
Başını taştan taşa urup gezer âvâre su

(Ömürler süren yıllardır ki, su başını taştan taşa vurarak bir avare gibi gezer,
Bütün amacı peygamberin mezarına ulaşabilmektir.
)

Bîm-i dûzah nâr-i gam salmış dil-i sûzânıma
Var ümidîm ebr-i ihsânın sepe ol nâre su

(Cehennem korkusu yanık gönlüme gam ateşi salmıştır. Fakat peygamberin ihsanının bulutunun su serperek o ateşi söndüreceğini umuyorum.)

Yumn-i na´tinden güher olmuş Fuzûlî sözleri
Ebr-i nisandan dönen tek lâ´lü-i şehvâre su

(Fuzuli´nin sözleri, seni övmenin bereketiyle nisan yağmurundan düşüp büyük incilere dönen
o yağmur damlaları gibi inci olmuştur.
)

Umduğum oldur ki rûz-i haşr mahrûm olmayan
Çeşme-i vaslın vere ben teşne-i dîdâre su

(Umduğum şudur; kıyamet gününde yüzünü görmekten yoksun olmayayım
ve sana kavuşmakla hasretimin yangınını söndürmüşçesine su içmiş gibi olup serinleyeyim.
)

FUZULÎ

Yeni yorum ekle

Image CAPTCHA
Enter the characters shown in the image.