Kırk yıl Seni söylesem kırk yıl daha doyamam.
Aşkın ile döndürdüm, dil Seni anlatıyor.
Varsın dalında dursun, koparmaya kıyamam.
Burcu burcu kokusu, gül Seni anlatıyor.
Her anıma, her deme, nurunu eklemişim.
Yüreğime sığmayan sevdanı yüklemişim.
Bir kerecik düşüme , düşmeni beklemişim.
Semaya kaldırdığım el Seni anlatıyor.
Kendim bildim bileli hak izini sürdüğüm.
Çıkıp gelsen serverim, sensiz her şey kördüğüm.
Gören gözüm görmüyor, gönül gözü gördüğüm.
Yağmur Seni söylüyor, yel Seni anlatıyor.
Seni arar secdede “Muhammed” sözleriyle .
Şaha kalkardı anam, dertlenmiş dizleriyle.
Duasında ardından ıslanmış gözleriyle ,
Gözyaşının çizdiği yol yeni anlatıyor .
Nasip aldım nurundan, gök kubbe kuşağıyım.
Kayalara kök salan, buğdayın başağıyım
Cihanın şahı olsam, ben onun uşağıyım.
Cismimdeki el, ayak, kol Seni anlatıyor .
Salâvatlar yağdırdım adın nerde okunsa.
Sen rahmetin kapısı, Âdem dertten yakınsa.
Kızgın kumlar soğurmuş topuğuna dokunsa.
Hicret için düştüğün çöl Seni anlatıyor.
Boynumdaki şah damar cismimde atan yürek
Şefaatin dilerim bana başka ne gerek.
Bir ilahi emirle ya Muhammed diyerek
Ahvalimde gördüğün hâl Seni anlatıyor
Bu ilahî huzuru, elbet Sensiz yok tadan.
Âlemin cümlesini gördüm, tek bir noktadan.
Gül kokulu selamı alıp Dürri Yektâ’dan
Kur’ân ile dillenen lâl seni anlatıyor
Nefsimi alt etmeye, acep kime sığındım?
Rabbimin seslendiği, bir tek deme sığındım.
Elife tutundum ben, gittim mime sığındım.
Cim Seni, zel de seni, “dal” Seni anlatıyor .
Bağlar iken dört koldan nefis denen belamı.
Mana ile sırlanmış Hakk’ın “İkra” kelamı.
İki Cihan Sultanı Muhammed’e selamı;
Aşkın ortak sözcüğü “gel” Seni anlatıyor.
Yeni yorum ekle