Sevenlerinin Dilinden Efendimiz (sas) – İsmet ÖZEL

İsmet ÖZEL - 

Dinleyin ey vakti duymak doruğuna varanlar gül
Falları grafiklerde bakılanlar siz de işitin... 
Külden martı doğuran odalıklar 
Ve kahyalar 
Kara pıhtılarıyla damgalanmış veznelerde dili 
Şehvetsiz çilingirler, yaltak çerçiler 
Celepler ki sıvışık, natırlar ki nadan 
Ey hayat rengini sazendelik sanan 
Yırtlaz kalabalık! 
Dinleyin bendeki kırgın ikindiyi, 
Hepiniz kulak verin.

Güneşin 
Koskoca beldeye suskunluk yaygısını serdiği 
Yazlar yok 
Yok artık altında suskun yolları saklı tutan 
Karla örtülmüş kırların kışı 
Gitti giden, yerine gelmedi başka biri 
Orada 
Duyumsatmadı kendini hiçlik bile 
Belli ki son yüzyılımız göğsümüzden 
Varla yok harman eden sesi uçursak 
Diye bize verildi 
Yetti bir yüzyıl böcekler ve otlarda 
Soluyuş izlerimiz silmek için

Ne yesek 
Lokmaya vurulur gibi değil 
Yuduma gelmiyor içtiklerimiz 
Dernekler toplanıyor dışta tutmak için 
Kanat vuruşlarını yumuşak tutan etkeni 
Utançlı sessizliği tanımaz kalemlerle 
Kapanıyor bilanço 
Top mermisi, kör testere 
Defalarca boyanmış çaput parçaları 
Sıkıştırdık günlerimiz arasına ki 
Serazat kahkahalar atalım 
Yapmacıktan nefretimiz 
Sebep olsun kavgamıza 
Bekleyiş arzından kovsunlar bizi 
Ne yemen biraz öncemiz diyelim 
Ne biraz sonramız meksika

Canı pek bir dünya son yüzyılda yaşadığımız 
Yüzü perdahla kavi, peçesi paramparça 
Üstü başı kükürtlü bu dünyadan 
Kancıklık 
Sıçradı çevirdiğimiz sayfalara 
Artık kimse bize haber vermeyecek 
Hemen şu tepenin ardında 
Saldırmaya hazır ve müsellah 
Bir düşman taburu durduğunu 
Çünkü gerçekten yok 
Böyle bir ordu 
Bir düşmanımız kaldı 
Kendi 
Dudaklarımız 
Arasında.

Biliyoruz günden güne çopurlaşan yer yuvarlağında 
Bizleri yan çizen birer hemşehri haline sokan nedir 
Çırpını çırpını giden atlardan indik 
Girmek için patavatsız yurttaşlar sırasına 
Zihnimiz, acizlerin şikayetleri sığacak kadar 
Kanırtılırken ses etmedik 
Öcümüz alınacak korkusuyla irkildik 
Kaldıysa bir soru içimizde 
O da birşey: 
Nerdedir yerle gök arasındaki ulak, 
Nerde biz?.

Kimseden bir işaret gelmeyecek 
Bir melek kimsenin alnını sıvazlamazsa 
Söylemez size kimse dünyadaki ömrü boyunca 
Hiçbir insana yan bakışı olmayan kimdi 
Kimdi yan gözle bakmadı kır çiçeklerine bile 
Öğretmek için cephe nedir 
Kıyam etti 
Torunu kucağında 
Dönünce bütün gövdesiyle döndü 
Bir bu anlaşılsaydı son yüzyılda 
Bir bilinebilseydi 
Nedir veche..

Dinleyin ey vakti duymak doruğuna varanlar 
Sıyırın kahkaha sırçasını cildinizden 
Omzunuzdan vaveyla heybesini atın 
Boşa çıksın reislerin, kahinlerin, şairlerin kuvveti 
Güler yüzlü olmak neydi onu hatırlayın 
Ağız dolusu gülmeden taşlıkta…

Yeni yorum ekle

Image CAPTCHA
Enter the characters shown in the image.