عَنْ أَبِي الدَّرْدَاءِ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسولُ اللهِ صَلّىٰ اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: كَانَ مِنْ دُعَاءِ دَاوُدَ صَلّىٰ اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: اَللّـٰهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ حُبَّكَ وَحُبَّ مَنْ يُحِبُّكَ. وَالْعَمَلَ الَّذِي يُبَلِّغُنِي حُبَّكَ اَللّـٰهُمَّ اجْعَلْ حُبَّكَ أَحَبَّ إِلَيَّ مِنْ نَفْسِي وَأَهْلِي وَمِنَ الْمَاءِ الْبَارِدِ
Ebü’d-Derdâ radıyallahu anh’ten rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Dâvûd aleyhisselâm şöyle dua ederdi: Allahım! Senden; seni sevmeyi, seni sevenleri sevmeyi ve senin sevgine ulaştıracak amelleri sevmeyi dilerim. Allahım! Senin sevgini bana canımdan, ailemden ve soğuk sudan daha sevimli kıl!”
Tirmizî, Daavât 73
İslâm, sevgi dinidir. Sevgiye çağırır, sevgiyle yaşanır. Gözleri görmeyen bir kimse gül bahçesinde de olsa, nasıl rengârenk güllerin güzelliğini fark edemezse, yüreğinde sevgi olmayanlar da İslâm’ın güzelliklerini göremez. Bunlar gönül gözleri kör olmuş, yürek özürlü kimselerdir. İslâm’ın güzelliklerini görebilmek için gözlerimizi açmalı; Kur’an ve Sünnet bahçesindeki eşsiz güzellikleri; önyargısız bir aklın, iyi, doğru ve güzel olanı takdir etmesini bilen sevgiye açık bir gönlün penceresinden seyretmeliyiz.
Sevgi varoluş sorusunun cevabı, hayatın özüdür: Kur’an-ı Kerim’de sevgiyi anlatmak için en çok kullanılan kelime “muhabbet” tir. Bu kelimenin “tohum” manasına gelen “hıbbe” kökünden türediğini ileri süren bazı İslâm âlimleri, böylece, sevginin hayat ağacının tohumu, varlık bilmecesinin cevabı olduğunu söylemişlerdir.[1]Sonuç olarak Yüce Allah bizimle birlikte bütün varlıkları kendisini bilip tanımamız,[2] en yüce sevgiyle sevmemiz, minnettarlıkla ve saygıyla O’na yönelip ibadet etmemiz[3]için yaratmıştır.
Allah’ın isimleri arasında birisi vardır ki, diğerlerinden farklıdır. Bu isim “ Vedûd” ismidir. Diğer isimlerin hepsi tek taraflıdır ve sadece Allah’a ait bir özelliği veya O’nun kullarına olan bir ihsanını anlatır. Sözgelimi Allah “Rahim” dir. Kullarına son derece merhametlidir; ama kulları O’na ( hâşâ) merhamet edemez. Allah “Rezzâk”tır. Bütün canılıların rızkını verendir.(Hâşâ) kimse O’na rızık veremez.” Vedûd” ismi ise Allah ile kulları arasında paylaşılan bir isimdir. Allah “Vedûd” tür. İnanan ve iyi işler yapan kullarını sever ve onlar tarafından sevilir. (el- Vedûd: seven ve sevilen )
İslâm’da en yüce sevgi Allah sevgisidir. Kur’an-ı Kerim’de Yüce Allah:”İnsanlardan bâzıları Allah’tan başkalarını Allah’a denk ( ve eş) tutarlar, Allah’ı sever gibi onları severler. İNANANLAR İSE EN ÇOK ALLÂH’I SEVERLER…”[4]buyurmuştur. Seven, sevdiğini hoşnut etmek, ona kendisini beğendirmek, sevdirmek ister. İşte bu yüzden, kendilerini yokluktan varlık sahnesine çıkaran Allah’ı her şeyden çok seven inananlar da bütün hayatları boyunca davranışlarında ve yaşantılarında kendilerini Allah’a beğendirmek ve sevdirmek için ellerinden geleni yaparlar. İslâm’ı aşkla yaşarlar.
Bu Hadis-i Şerif, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’ in, Hz.Davud(a.s)’dan naklettiği bir duayı haber vermesi sebebiyle iki Nebi’nin ortak sözdür ki bu da ona ayrı bir değer katar. Peygamber Efendimiz (s.a.s) ’ den benzer manada olmak üzere olmak üzere şöyle bir dua da nakledilmiştir:
“Allahım! Beni senin sevginle ve sevgisi Senin yanında bana fayda verecek kimselerin sevgisiyle rızıklandır. Allahım! Sevdiğim şeylerden bana ihsan ettiklerini Senin sevdiğin şeyleri yapmam için bana kuvvet vesilesi kıl! Allahım! Sevdiklerim içinde benden aldığın şeylerin bıraktıkları boşlukları, Senin sevdiğin şeylerle doldurmayı nasip eyle”[5]
Sevgili Peygamberimizden nakledilen her iki duada da, Allah’ın sevdiği şeyleri sevmek için kendi sevdiklerinden vazgeçme ve böylece Sevgilinin sevdiklerini severek O’nunla aynîleşme temennisi vardır. Bu da sevginin en üstün tezahürlerindendir. Çünkü (hakiki)sevgi, İbn Kayyim el-Cevziyye’nin de dediği gibi ”kalpte bulunan ve sevgilinin arzu ve isteklerinin dışında kalan her şeyi yakan bir ateştir.”[6]
Bu dualarda Allah’tan istenilen şeyleri sıralayacak olursak:
a)-Allahı sevmek ne Onun tarafından sevilmek
b)-Allah’ı seven Allah dostlarını sevmek ki bunlar, Allah’ın nimetleriyle ödüllendirdiği Peygamberler, Sıddıklar, (Dosdoğru olup, doğrulayanlar),şehitler ve Salihlerdir.[7]
c)-Allah’ın sevgisine ulaştıracak şeyleri sevmek ki bunlar, Kur’an’da ve sünnette Allah’ın sevdiği bildirilen amellerdir. Yüce Rabbimiz, Muhsinleri(her çeşit iyilik sahiplerini)[8]Muttakileri (Allah’a duyduğu derin saygı ve korku ile günahlar’dan sakınıp Allaha itaat edenleri)[9]adil davranan mü’minleri,[10]sabreden mü’minleri,[11]Mütevekkilleri(her konuda Allah’ güvenip, işlerin sonucunu Allah’a havale edenleri)[12](Maddi manevi olarak)temizlenenleri,[13]kendi yolunda cihad edenleri, yani canla malla ve türlü vasıtalarla insanla İslam arasındaki engelleri kaldırmak için var güçleriyle mücadele edenleri,[14]tevbe edenleri,[15]mü’minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı onurlu ve zorlu olanları[16]sevdiğini bildirmekle bizleri bu zümrelerin amellerine teşvik etmektir. Sevgili peygamberimizde Hadis-i Şeriflerinde, iyi geçimli olup, kendileriyle kolayca kaynaşılan,[17]insanlara daha çok faydalı olan,[18]maddi ve manevi olarak güçlü olan,[19]güzel ahlaklı olan,[20]cömert olan,[21]yumuşak davranışlı olan,[22]Allah’a kavuşmayı arzulayan,[23]hayâ ve iffet sahibi olan,[24]Ebrar yani kelimenin bütün ağırlığıyla iyilerden olan,[25]gönlü zengin olan,[26]doğru sözlü, emanete sadık olan ve komşusuna eziyet etmeyen,[27]işlerini düzgün ve sağlam yapan,[28]bütün işlerini Allah için yapan ve birbirlerini Allah için seven,[29]Allah’a çok dua eden[30]mü’minleri Allah’ın sevdiğini bildirmiş; ayrıca imanı, sıla-i rahimi (akraba ve eş dostu görüp gözetmeyi) iyiliği emredip kötülüğü sakındırmayı,[31]az da olsa devamlı yapılan ibadeti,[32]namazı, ana-babaya iyiliği ve cihadı,[33]Allah’ı daima zikretmeyi (Zat’ını, emir ve yasaklarını hatırlamayı)[34]Allah için sevmeyi ve kızmayı,[35]bir müslümanı sevindirmeyi de[36]Allah’ın sevdiği ameller içinde saymıştır. Elbette Hadislerde haber verilen güzellikler sadece bunlarla sınırlı değildir. Arzu eden bu konuda hazırlanmış güzel eserlere müracaat edebilir.[37]
Son olarak şunu belirmeliyiz ki Allah’ı sevmenin göstergesi ve ispatı ona itaat etmektir.[38]Allah’a itaat etmek ise O’nun kitabını bize getiren Elçisine (a.s) itaatten geçer. ”De ki (Ey Muhammed) eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın…”[39]”Kim elçiye itaat ederse aslında Allah’a itaat etmiş olur.”[40]İtaati kolaylaştıran ve imanı tatlılaştıran esas kuvvet, Allah sevgisi ve bu sevgiden fışkıran diğer sevgi pınarlarıdır, vesselam…
________________________________________
[1]- Bkz. Dr. Raşit Küçük, Sevgi Medeniyeti, shf. 18 (Rehber Yayıncılık Ankara 1991)
[2]-Muhammed Sûresi 19. Ayet
[3]- Bkz. Zâriyat Sûresi 56. Ayet
[4]-Bakara Sûresi 165.Ayet
[5]-Tirmizi, Deavat, 74, (3491)
[6]-İbn Kayyim, medaricu’s-Salikin, III/10;Bkz, Sevgi Medeniyeti, shf.30
7- Nisa Sûresi 69.Ayet
[8]- Bakara Sûresi 195. Ayet; Âl-i İmran Sûresi 134. Ayet
[9]- Âl-i İmran Sûresi 76. Ayet
[10]- Hucurat Sûresi 9. Ayet
[11]- Bakara Sûresi 153. Ayet ve 155. Ayet; Al-i İmran Sûresi 146.Ayet
[12]- Âl-i İmran Sûresi 159. Ayet
[13]- Bakara Sûresi 222. Ayet; Tevbe Sûresi 108. Ayet
[14] -Maide Sûresi 54. Ayet; Saff Sûresi 4. Ayet
[15]- Bakara Sûresi 222. Ayet
[16]-Maide Sûresi 54. Ayet
[17]- Beyhaki, Şuabü’l-İman, No: 7983, 7988; Ahmed, 2/400
[18] -Taberani, el-Mu’cemu’l-Kebir: X/105; İbn Hibban, III/209;Heysemi, I/377
[19]-Müslim; Kader: 34;İbn Mace, Mukaddime, 10
[20] -Beyhaki, Şuabü’l-İman, :No:1924
[21]- Tirmizi, Birr: 40
[22]- Müslim, Selam:15;Birr:77;Buhari: Edeb:35
[23] -Müslim, Zikir,14-18; Buhari, Rikak:41
[24]- Ebu Davud, Hammam,2;Nesai, Gusl:7
[25] -İbn Mace, Fiten: 16
[26] -Müslim, Zühd:11
[27]- Beyhaki, Şuabü’l İman: II/201
[28]- Taberani, el-Mu’cemu’l-Evsat: I/275,No:897
[29]- Ahmed, IV /386; Malik, Şiir:16
[30]-Tirmizi, Deavat:116
[31]- Ebu Ya’la, Müsned, No:6839
[32]- Buhari, Libas: 43; Müslim, Müsafirin:218
[33]- Buhari, Mevakitu’s-Salât:5; Müslim, İman: 139
[34]- Taberani, el-Mu’cemu’l-Kebir: No:181; Tirmizi, Deavat:4
[35]- Munavi, Feyzü’l-Kadir No:202;Ebu Davud, Sünnet,15
[36]- Taberani, el-Mu’cemu’l-Kebir, XI, 71, No:11079
[37] Mesala bkz. Sevgi ve Dostluk (Doç.Dr. İsmail Karagöz) Ankara,2004
[38]- Haris el-Muhasibi, sevginin başlangıcının itaat olduğunu belirtir.(Aşk Risaleleri, sh.17-Sır yayınları-)
(39)Al-i İmran Suresi:31.Ayet
(40)Nisa Suresi:80.Ayet
Yeni yorum ekle