Şûrâ Sûresi

1. Onlar Allah'tan başka dost mu edindiler? Oysa asıl dost Allah'tır. Ölüleri O diriltir; O, her şeye kâdirdir.

Şûrâ Sûresi 42/ 9

 

2. Anlaşmazlığa düştüğünüz bir şey hakkında hüküm vermek Allah'a aittir. Rabbim olan Allah işte budur. Ben sadece O'na tevekkül ettim ve yalnız O'na yöneliyorum.

Şûrâ Sûresi 42/ 10

 

3. Hiçbir şey O'na benzemez. O her şeyi işiten, her şeyi görendir.

Şûrâ Sûresi 42/11

 

4. Onun için, sen çağrını yap. Emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Onların heveslerine uyma. De ki: Ben Allah'ın indirdiği bütün kitaplara inandım. Bana sizin aranızda adaleti gözetmem emredildi.  Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız sizedir; onun için aramızda tartışılacak bir şey yoktur. Allah hepimizi bir araya toplayacaktır; herkesin dönüşü O'nadır.

Şûrâ Sûresi 42/ 15

 

5. Hak ve adalet yerini bulsun diye Kitabı ve ölçüyü indiren Allah'tır. Nereden bileceksin, belki de kıyametin vakti yakındır.

Şûrâ Sûresi 42/17

 

6. Kim güzel bir iş yaparsa, bu güzel işe karşılık Biz onun güzelliğini daha da arttırırız. Çünkü Allah çok bağışlayan ve şükrün karşılığını verendir.

Şûrâ Sûresi 42/23

 

7. O, iman edip salih ameller yapanların dualarına cevap verir; Hatta lütfundan onlara daha fazlasını da ihsan edecektir. Kafirlere ise şiddetli bir azap vardır.

Şûrâ Sûresi 42/26

 

8. Onlar büyük günahlardan ve fuhşiyattan kaçınırlar; öfkelendiklerinde ise kusurları bağışlarlar. Onlar Rablerinin çağrısına uyarlar ve namazı gerektiği şekilde kılarlar. Aralarındaki işlerini danışarak yaparlar. Onlara rızık olarak verdiğimiz şeylerden de bağışta bulunurlar. Bir haksızlığa uğradıkları zaman hep birlikte yardımlaşarak kendilerini savunurlar.

Şûrâ Sûresi 42/37-39

 

9. Allah'ın bir daha geri çevirmeyeceği o dehşetli gün gelmeden önce Rabbinizin çağrısına uyun. Yoksa o gün ne sığınacak bir yeriniz olur, ne de yaptıklarınızı inkâr edebilirsiniz.

Şûrâ Sûresi 42/47

 

10. Allah'ın bir beşerle konuşması ancak vahiyle veya perde arkasından olur;  yahut ona bir elçi gönderir de,  Allah'ın izniyle, O'nun dilediği şeyi elçi ona vahyeder. Şüphesiz ki O, pek yücedir ve her şeyi yerli yerince yapar.

Şûrâ Sûresi 42/51

 

11. Daha önceki peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da emrimizden bir ruh vahyettik. Yoksa daha önce sen kitap nedir, iman nedir, bilmezdin. Biz Kur'ân'ı bir nur yaptık ki, onunla kullarımızdan dilediklerimize yol gösteriyoruz. Sen de, hiç şüphesiz, dosdoğru bir yola rehberlik ediyorsun.

Şûrâ Sûresi 42/52

 

Yeni yorum ekle

Image CAPTCHA
Enter the characters shown in the image.