Osman SÜNGÜ

1956 yılında Erzincan Refahiye’de doğdu. 1978 yılında İstanbul İmam Hatip Lisesi’nden mezun oldu. Aynı yıl girdiği Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni 1983 yılında bitirdi.

Sırasıyla Sivas ve Erzincan’da öğretmenlik yapan Osman Süngü hocamız, 1995-2014 yılları arasında Kartal Mehmet Akif Ersoy Anadolu İmama Hatip Lisesi’nde çalıştı. Halen Kadıköy Erkek Anadolu İmama Hatip Lisesi’nde çalışmaktadır. Evli ve 5 çocuk sahibi olan hocamız Siyer-i Nebi Eğitim ve Araştırma Derneği kurucularından olup çeşitli vakıf ve derneklerde tefsir dersleri vermektedir. 

.

.

.

.

Firavun'un Sarayında İki Peygamber

Musa asayı atar atmaz yılan olan asa onların büyülerini yutmaya başladı. Gerçek ortaya çıktı ve büyücülerin yaptıkları yok oldu. Böylece büyücüler yenildiler. Firavun ve taraftarları küçük düştüler. Büyücüler bunun üzerine secdeye kapanarak şöyle dediler: “Biz âlemlerin Rabbine inandık, Musa ve Harun'un Rabbine” (Araf 7/117-122)

Hz. Nuh Aleyhisselâm

Nuh aleyhisselam’da, kendisine düşman kesilen kavmine kadar güçlü olursa olsun onlara, gerçek güç sahibinin Allah olduğunu haykıran iman dolu bir duruşun varlığını görüyoruz. Mutlu sonun, her ne kadar uzun da sürse, daima iman ehline ikrâm edileceğini onun kıssasından anlıyoruz.

Hz. İdris Aleyhisselâm

Hz. İdris’in (a.s) Kur’an’da ismi geçen tevhid önderi peygamberlerin ikincisi olduğu bilinir. “İdris” kelimesinin Arapça bir kelime olmadığı ve özel bir isim olduğu kanaati vardır.

Hz. Şis Aleyhisselâm (Hz. Şit)

Hz. Şis, son Peygamberde karar kılana kadar her nesilden tertemiz kişilerin alınlarında parlayan nuru Muhammedî’nin (sas), Hz. Âdem’den sonraki ilk taşıyıcısıdır.

Hz. Musa'nın Işığa Yürüyüşü

Rabbi Hz.Musa’ya hitap etti: "Ey Musa! Ayakkabılarını çıkar. Sen kutsal vadi Tuva'dasın. Ben Allah'ım.” Hz. Musa dehşet içinde kalmıştı. Rabbi ona doğrudan seslenmiş "Ben Allah'ım" diyordu. "Ben âlemlerin Rabbi Allah'ım."

Hz. Şuayb aleyhisselâm

Eykeliler de Şuayb’ı yalanladılar. Hâlbuki Şuayb (a.s) onlardan da imanlı, güvenilir insanlar olmalarını doğru terazi ile tartmalarını, halkın eşyalarını değerinin altına düşürerek almamalarını, yeryüzünde anarşi ve fesat çıkarmamaları, yol kesmemelerini Allah’tan korkmalarını ve ahiret gününe ümit beslemelerini istedi.

Eyyüb Aleyhisselam

Eyyûb (a.s) sabrı tamamen kişisel bir sabırdı. Fizikî olarak Eyyûb (a.s)’un canı yanıyordu. Hastalığı onu çok rahatsız ediyordu. Bir insan malını kaybetse bile evladı ile teselli olur. Evladını kaybetse hiç olmazsa sağlığı ile hayatta direnebilir. Sağlığını da kaybedince bir insan hayata ne ile tutunabilir!

Hz. Yusuf (a.s) - II

Yusuf ise Mısır’ın geleceği için planlar yapıyor, ülkeyi en güzel şekilde idare ediyordu. Kral onun yönetimine hayran olmuş, bütün yetkilerini ona bırakmıştı. Halk, Yusuf’un cömertliğinden ve iyiliklerinden çok memnun oluyordu. O böylesi kıtlık yıllarında asla fırsatçılık yapmadığı gibi fırsatçılık yapılmasına da engel oluyordu.

Hz. Yakub (as)

“Yoksa siz de Yakub son nefesini verirken orada mıydınız? O sırada Yakub, oğullarına: Benden sonra kime kulluk edeceksiniz, diye sormuş, onlar da: ‘Sadece senin ilahına, ataların İbrahim, İsmail ve İshak’ın ilahı olan tek Allah’a kulluk edeceğiz. Biz yalnız ona boyun eğen Müslümanlarız’ demişlerdi.”(Bakara 2/133)

Yusuf (a.s) Zindanda

Yusuf (a.s) gençliğini güzel ahlakla taçlandırmış, Rabbinin hoşuna gidecek davranışlar göstermişti. Allah’ın rızası için zindana razı olmuştu. Zindanlar; iç karartıcı pis kokan havası, yosun tutmuş rutubetli taşları, kapkaranlık izbe odaları, gün ışığına hasret koridorlarıyla farelerin cirit attığı yerlerdir.
RSS - Osman SÜNGÜ beslemesine abone olun.