Abdullah b. Selâm (ö.43/663)*

 Yrd. Doç. Mehmet EFENDİOĞLU

(Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi)

.

Medine'de oturan Benî İsrail asıllı[2] Benî Kaynukâ kabilesindendir.[3] Nesebinin Hz. Yusuf'a (a.s.) kadar uzadığı rivayet edilmektedir.[4] Daha önce Husayn olan ismi, müslüman olduktan sonra Hz. Peygamber tarafından Abdullah olarak değiştirilmiştir.[5] Künyesi Ebû Yusuf'tur.[6]  Doğum tarihi kaynaklarda zikredilmeyen Abdul­lah, kuvvetli bir ihtimale göre Medine'de doğdu. Daha genç yaşta, bir yahudi din bilgini olan babasının yanında Yahudiliği öğrendi ve haham olarak yetişti.[7]

Abdullah b. Selâm, Medine'ye hicret eden Allah Rasûlü’nü ya­kın takibe alarak onu yeni peygamber bekleyen biri gözüyle süz­müş, yanına gelip onu çeşitli sorularla denedikten sonra da[8] hak peygamber olduğuna kanaat getirmiş ve müslüman olmuştur.[9] Kendisiyle birlikte aile efradı ve yahudi cemaatinden bir grup da İslâm'a girmiştir.[10] Bedir ve Hendek gazvelerine katıldığı bilinmekte ise de[11] Hz. Peygamber’in diğer savaşlarına iştirak ettiğine dair kay­naklarda net bir bilgi bulunmamaktadır. 

Daha hayatta iken cennetle müjdelenmiş olan[12] Abdullah, Hz. Peygamber'in vefatından sonra Medine'de ikamet etti. Hicretin 16. (637) yılında Kudüs müslümanlar tarafından fethedilirken şehri tes­lim almaya giden Hz. Ömer'e bu yolculuğunda arkadaşlık yaptı.[13] İran'ın fethi esnasında yapılan Nihâvend[14] savaşına (21/641) katıldığı da rivâyet edilmektedir.[15]  Hz. Osman'ın (ö.35/655) şehâdeti öncesinde, ayaklanan âsîlerle halife arasında arabuluculuk yapmaya ve onları bir kötülük işlemekten vazgeçirmeye çalışmış, ancak muvaffak olamamıştır.[16]  Hz. Osman'dan sonra Hz. Ali'ye (ö.40/660) bîat etmemekle beraber ona, Irak'a gitmeme ve Hz. Âişe (ö.58/677) ile mücâdeleye girişmeme konusunda telkinde bulunmuştur.[17]  Hicretin 43. (663) yılında Medîne-i Münevvere'de vefat ettiği nakledilmektedir.[18] 

İslâm'dan önceki bilgisine İslâmî ilimlerin de katılmasıyla çok geniş bir birikimin sahibi olan Abdullah, sahabe arasında ilmine müracaat edilen bir kişi konumuna gelmiştir.[19]  O, fetva veren bir kimse olarak bilindiği gibi[20] hadis râvisi olarak da meşhur olmuştur.

Hadis kaynaklarına kendisinden 25 hadis intikal etmiş,[21]  bunlardan biri Buhârî ve Müslim'de ittifakla, biri de sadece Buhârî’de olmak üzere ikisi Sahîhâyn’da yer almıştır.[22]  Müsned sahiplerinden Halîfe b. Hayyât (ö.240/854) onun üç,[23]  Ahmed b. Hanbel de (ö.241/855) on üç[24] rivâyetine eserlerinde yer vermişlerdir. Naklettiği hadisleri Abdullah b. Hanzale [25] (ö.36/656), Ebû Hüreyre[26]  (ö.58/678), Enes b. Mâlik[27]  (ö.93/711), iki oğlu Yusuf b. Abdullah[28] (ö.100/718 civarı) ve Muhammed b. Abdullah[29]  (ö.?) gibi sahâbîlerle Atâ b. Yesâr[30] (ö.103/721) ve Kays b. Abbâd[31]  (ö.?) gibi tâbiîler rivâyet etmiştir.[32]  Hz. Peygamber'den duyduğu ilk söz olan şu hadis onun rivâyetlerindendir: "Ey insanlar! Selâmı yayın, yemek yedirin, akrabalarla bağları koparmayın ve herkes uyurken namaz kılın ki selâmetle cennete giresiniz."[33]

Abdullah b. Selâm’a nisbet edilen bazı risâleler günümüze kadar ulaşmıştır. Bunları şöylece sıralayabiliriz:

1. el-Mesâil: Hz. Peygamber'e sorulan çeşitli sorulara verdiği cevapları ihtiva eden ve birçok yazma nüshası bulunan bu eser 1867 yılında Kahire'de basılmıştır.[34]

2. Büyü Risalesi: Büyü ve sihirle ilgili çeşitli bilgiler ihtiva eden küçük bir risaledir. Yazma bir nüshası günümüze intikal etmiştir. (Paris 2954 vr. 113-116, 590 H.)[35]

3. Hz. Peygamber'in kavlî ve fiilî sünnetlerini ihtiva eden ve adı bilinmeyen bir risale: Bu risale İspanya'da Escorial kütüphanesinde 1194 numarada kayıtlı bulunmaktadır.[36]

4. Daniel'e nisbet edilen kitaptan alınmış bazı metinler ihtiva eden isimsiz bir risâle: Bu risale ise Berlin yazmalarında 6159 numarada kayıtlıdır.[37]

 



·          Bu yazı hocamızın izniyle “Arap Olmayan Sahabîler” adlı eserinden alınmıştır.

[1] Hayatı hakkında bkz. İbn Hişâm. es-Sîre, II. 138; İbn Sa'd, et-Tabakât, II, 352- 353; Halîfe b. Hayyât, et-Tabakât, s. 8; Buhârî, et-Târîhu'l-kebîr, V, 18-19; Tirmizî, Tesmiyetü ashâbi'n-nebî, s. 316; İbn Ebû Âsım, el-Âhâd ve'l-mesânî, 226-227; Nesâî, Fezâilu's-sahâbe, s. 45; İbn Ebû Hâtim, el-Cerh ve't-ta'dil, V, 62; İbn Kâni', Mu'cemu's-sahâbe, 97-98; İbn Hibbân, Esmâü's-sahâbe, 125; a.mlf., Meşâhiru ulemâi'l-emsâr, s. 36; Ebû Nuaym, Ma'rifetü's-sahâbe, II, 10; İbn Abdülber, el-İstîâb, II, 374-375; İbn Mende, et-Târîh, 144; İbnü'l- Cevzî, Sıfatü's-safve, I, 718-721; İbnü'l-Esîr, Üsdü'l-ğâbe, III, 265; Sağânî, Dürer, 312; Nevevî, Tehzibü'l-esmâ, I, 270-271; Zehebî, Tecrîd, 81; a.mlf., Siyeru'n-nübelâ, II, 413-426; a.mlf., el-İber, I, 37; Hizâmî, Menâhil, 110; İbn Hacer, el-İsâbe, II, 312-313; a.mlf., Tehzîbü't-Tehzib, V, 219; Suyûtî, Tabakâtü'l-huffâz, s. 16; İbnü'l-İmâd, Şezerât, I, 53; Abdülkerîm b. Veliyüddîn, Müzîlü'l-iştibâh, 51; Ziriklî, el-A'lâm, IV, 223; Horovitz, "Abdullah b. Selâm", İA, I, 41-42; Fayda, "Abdullah b. Selâm", DİA, I, 134-135.

[2] Diyarbekrî, Tarihu'l-hamîs, I. 408.

[3] İbn Hazm, Cevâmiu's-sîre, s. 154.

[4] İbn Hibbân, Esmâü's-sahâbe, 125.

[5] İbn Ebû Âsım, el-Âhâd ve'l-mesânî, 226.

[6] Ebû Nuaym, Ma'rifetü's-sahâbe, II, 10.

[7]Cevad Ali, Târîhu’l-arâb, VI, 562; Fayda, "Abdullah b. Selâm", DİA, I, 134.

[8] Buhârî, "Menâkıbü'l-ensâr”, 51.

[9]İbnü'l-Esîr, Üsdü'l-ğâbe, III, 265; İbn Hacer, el-İsâbe, II, 312. Abdullah b. Selâm'ın İslâm'a girişi konusunda kabul edilen görüş bu olmakla birlikte onun, daha Mekke döneminde müslüman olduğu (Cevad Ali,  Târîhu'l-Arab, VI, 562), hattâ Hz. Peygamber'in vefatından iki yıl önce İslâm'a girdiği şeklinde rivâyetler de bulunmaktadır. Bkz. İbn Hacer, el-İsâbe, II, 312.

[10] İbn Mende, et-Târîh, 174.

[11] İbn Hacer, Tehzîbü't-Tehzîb, V, 219.

[12] Müslim, "Fezâilü's-sahâbe", 33.

[13] Nevevî, Tehzîbü'l-esmâ. I, 271.

[14] Nihâvend için bkz. Yâkût, Mu'cemü'l-büldân. V, 313.

[15] Zehebî, Siyeru'n-nübelâ, II, 413.

            [16] İbnü'l-Esîr, Üsdü'l-ğâbe, III, 265.

[17] İbn Hacer, el-İsâbe, II, 313.

[18] Sağânî, Dürer, 312; Zehebî, el-İber, I, 37.

[19]Nesâî, Fezâilü's-sahâbe, s. 45.

[20] İbn Hazm, Ashâbü'l-fütyâ mine's-sahâbe, s. 321.

[21] İbn Hazm, Esmâü's-sahâbeti'r-ruvât, s. 282.

[22] İbnü’l-Cevzî, Telkîh, 395.

[23] Halîfe b. Hayyât, Müsned, s. 44.

[24] Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 450.

[25] Hayatı hakkında bkz. İbn Hacer, Tehzîbü't-Tehzîb, V, 169.

[26] Hayatı hakkında bkz. Suyûtî, Tabakâtü'l-huffâz, s. 17.

[27] Hayatı hakkında bkz. İbnü'l-Esîr, Üsdü'l-ğâbe, I, 151.

[28] Hayatı hakkında bkz. Zehebî, Siyeru'n-nübelâ, III. 509.

[29] Hayatı hakkında bkz. İbn  Abdülber, el-İstîâb, III, 327.

[30] Hayatı hakkında bkz. İbn Hacer, Tehzibü't-Tehzib, VII. 194.

[31] Hayatı hakkında bkz. İbn Hacer, a.g.e., VIII, 357.

[32] Zehebî, Siyeru'-nübelâ, II, 413.

[33] Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 451; İbn Mâce, “Et’ime”, 1.

[34] Serkis, Mu'cem, I, 853; Sezgin, Târihu't-türâs, II, 121.

[35] Sezgin, a.g.e., II, 121.

              [36] Sezgin, a.g.e., göst. yer.

              [37] Sezgin, a.g.e., göst. yer. Fuat Sezgin, Ebû'ş-Şeyh el-İsfahânî'nin (ö.369/979) eserlerini tanıtırken onun Kitâbü'l-Azame isimli eserinin Abdullah b. Selâm'a dayanan tasavvufî bir eser olduğunu bildirmektedir. (Tarihu't-türâs, I, 404- 405) Eserin Köprülü kütüphanesinde bulunan bir nüshası (Köprülü 2/138/2, vr. 4-l18) tarafımızdan baştan sona taranmış, ancak Abdullah b. Selâm'a ait olduğunu gösterecek hiçbir kayda rastlanmamıştır. 115 varaktan oluşan eserde Abdullah b. Selâm'a ait sadece bir rivâyet (vr. 5) görülmüştür.

Yeni yorum ekle

Image CAPTCHA
Enter the characters shown in the image.