Namazda Salli Ve Bârik Dualarını Niçin Okuyoruz?

Namazların son rekâtında tahiyyattan sonra salli- bârik dualarını okuruz ve bu duaları okurken Hz. Muhammed (s.a.v.) ve âilesine salât, selâm ve bereket duasında bulunduğumuz gibi Hz. İbrahim ve âilesi için de aynı duayı yaparız.

Yüce Allah'ın gönderdiği pek çok peygamber vardır. Niçin bu peygamberler arasından yalnızca Hz. İbrahim seçilmiş ve bizim her namazda kendisine ve âilesine dua etmemiz, namazın bir parçası haline getirilmiştir?

1. Hz. Muhammed (s.a.v.) ve İslâm ümmeti Hz. İbrahim’in (a.s.) duasında yer almıştır:

“Bir zamanlar İbrahim, İsmail ile beraber Beytullah'ın temellerini yükseltiyor (şöyle diyorlardı:) Ey Rabbimiz! Bizden bunu kabul buyur; şüphesiz sen işitensin, bilensin. Ey Rabbimiz! Bizi sana boyun eğenlerden kıl, neslimizden de sana itaat eden bir ümmet çıkar, bize ibadet usullerimizi göster, tevbemizi kabul et; zira, tevbeleri çokça kabul eden, çok merhametli olan ancak sensin. Ey Rabbimiz! Onlara, içlerinden senin âyetlerini kendilerine okuyacak, onlara kitap ve hikmeti öğretecek, onları temizleyecek bir peygamber gönder. Çünkü üstün gelen, her şeyi yerli yerince yapan yalnız sensin. [Bakara, 127-129] 

Biz, Hz. Muhammed’in peygamber olarak gönderilmesini ve İslam ümmetinin var edilmesini duasına konu kılan Hz. İbrahim’e bir tür vefa borcu gösteriyoruz.

2. Temel İbadetlerimizin hepsinde Hz. İbrahim’in ve âilesinin emekleri vardır:

Beş vakit namaz kılarken yöneldiğimiz, Hac’da etrafında tavaf ettiğimiz Kâbe’yi Hz. İbrahim âilesi (oğlu ile birlikte) inşa etmiştir. Hac’daki sa’y, Hz. Hacer’in Hz. İsmail için su aramasını temsil eder. Kurban ibadeti Hz. İbrahim ile Hz. İsmail’in ilahî emre sadakati sonucunda meşru kılınmıştır. Böylece namaz, hac ve kurban ibadetlerinde Hz. İbrahim âilesinin bu emeklerine mukabil biz de her namazda Hz. İbrahim ve âilesine salât okuyoruz, hacda sa’y yapıyoruz.

3. Hz. İbrahim’in âile fertlerinin her biri çetin imtihandan başarı ile geçmiştir:

Hz. İbrahim canıyla, oğluyla ve eşiyle imtihan edilmiştir. Ateşe atıldığı esnada “Allah bana yeter, O ne güzel vekildir” diyerek imtihanı kazanmıştır. Oğlu İsmail bıçağın altına yatmış, babası onu kurban etmekten geri durmamış, “Ey İbrahim, rüyana sadık kaldın” hitabına mazhar olarak imtihandan başarıyla geçmiştir. Karısı Hacer ve oğlu İsmail’i ıssız çöllerde Rabbinin emrine uyarak terk etmiş ve Hz. Hacer de bu imtihandan başarı ile geçmiştir.

Bizler her namazda imtihandan başarı ile geçen bu âilenin hatırasını yâd ederek hem onların emek ve gayretlerini takdir ediyor, hem de kendi imtihanlarımız konusunda güç buluyoruz.

4. Hz. İbrahim, peygamberlerin babasıdır, onun sülalesi peygamberler sülalesidir:

Hz. İbrahim “ulu’l-azm” olarak ifade edilen, peygamberler içinde en önde gelen beş peygamberden biri olup Hz. Muhammed’den (s.a.v.) sonra en üstün peygamber olarak kabul edilir. Hz. İbrahim’den sonra gelen bütün peygamberler onun iki oğlu İshak ve İsmail’den gelmiştir. Böylece “İbrahim’in âilesi” yalnızca karısı ve iki çocuğundan ibaret kalmayıp onun soyundan gelen bütün peygamberleri de kapsamaktadır. İşte biz her namazda bu peygamberler için de dua etmiş oluyoruz.

5. Hz. İbrahim, İslam ümmetine selam söylemiştir:

Miraç ile ilgili rivayetlerde yer aldığına göre Peygamberimiz, gök katlarında diğer peygamberleri gördüğünde bunlar içinden yalnızca Hz. İbrahim “ümmetine benden selam söyle!” demiştir. Biz de namazda ona selam söyleyerek bu selama mukabele etmiş oluyoruz.

6. Hz. İbrahim, hayırla yâd edilmek için dua etmiştir:

Hz. İbrahim “Arkadan gelecekler içinde iyilikle anılmayı bana nasip eyle!” [Şuarâ, 84] diye dua etmiş, Allah da bu duasına en hayırlı ümmet olan İslam ümmetinin en kıymetli ibadeti olan namaz ibadetini mazhar kılmıştır.

7. Hz. İbrahim, kendisini ve soyunu namaz kılanlardan eylemesi için dua etmiştir:

Hz. İbrahim, “"Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namazı devamlı kılanlardan eyle; ey Rabbimiz! Duamı kabul et!” [İbrahim, 40] diye dua etmiş, Allah da onun duasını kabul etmişti. Onun namaz kılınması için yaptığı duayı Allah kabul etmiş, kılınmasını istediği namaz ibadetinde kendisine ve soyuna dua edilmesini sağlamıştır.

8. Allah, Hz. İbrahim’i “halil” edinmiştir:

Allah, peygamberler içinde Hz. İbrahim’i “halil /dost” olarak nitelemiştir. Bu sebeple salli ve bârik dualarında “habibi” ile “halili”ni bir arada zikretmemizi istemiştir.

9. Allah, Peygamberler içinden adını zikrederek yalnızca Hz. İbrahim’e ittiba edilmesini emretmiştir:

Kur’an’da diğer peygamberlerin hiçbirinin özel adı zikredilerek “şu peygambere uy” emri yer almadığı halde defaatle “İbrahim’in milletine uymak” emredilir. Hz. İbrahim “en güzel örnek” olarak gösterilir.

10. Hz. İbrahim, “hüccet” ve “teslimiyet” sembolüdür:

Müminlerden istenen şey her konuda bilerek, bir delile tabi olarak hareket etmektir. Delilsiz, körü körüne taklid Kur’an’da şiddetle yerilmiştir. Hz. İbrahim Allah’ın varlığını ve birliğini ararken, ölülerin nasıl diriltileceğini öğrenmek isterken, putların ilah olamayacağını kavmine anlatırken, Nemrutla mücadele ederken hep “hüccet / delil” aramış, delil göstermiş, delil istemiştir. Delilsiz hiçbir şeyi kabul etmeyen Hz. İbrahim delili gördüğünde ise canını, oğlunu ve ailesini feda edecek derecede teslim olmaktan kaçınmamıştır.

İşte İslam ümmetine her namazın sonunda “hüccet” ve “teslimiyet”in önemi Hz. İbrahim ve ailesinin şahsında hatırlatılmış olmaktadır.

Bu konuda bizim bilemeyeceğimiz daha nice hikmetler bulunmaktadır.

Konuyu Salli-bârik dualarıyla bitirelim:

“Allah’ım! Muhammed’e ve Muhammed’in âilesine rahmet eyle ve şerefini yücelt. Aynı İbrahim’e ve İbrahim’in âilesine rahmet ettiğin gibi. Şüphesiz övülmeye layık yalnız sensin, şan ve şeref sahibi de sensin.”

“Allah’ım! Muhammed’e ve Muhammed’in âilesine hayır ve bereket ver. Aynı İbrahim’e ve İbrahim’in âilesine verdiğin gibi. Şüphesiz övülmeye layık yalnız sensin, şan ve şeref sahibi de sensin.”

Yorumlar

Allah razı olsun böyle mükemmel bir açıklama için Salli-barik duaları benim için artık daha özel hale geldi.

Selamın aleyküm. Yazının başında salli barik dualarında Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'e (s.a.v) ve ailesine salât, selâm ve bereket duasında bulunduğumuz gibi Hz. İbrahim (a.s) ve ailesine de aynı dualarda bulunduğumuzu anlatmışsınız fakat duaların Türkçe karşılığında ise aynı İbrahim' e ve ailesine rahmet ettiğin gibi, bereket verdiğin gibi yazmaktadır. Mevcut hali ile dualardan Hz. Muhammed'e (s.a.v) verilmesi istenilen şeylerin yani salât, selâm ve bereketin Hz. İbrahim'e (a.s) verilmiş olduğu, aynılarının Hz. Muhammed'e (s.a.v) verilmesi istenildiğine dair bir yakarış olarak anlaşılmaktadır. Zaten mevcutta Hz.İbrahim'e (a.s) verilip de Hz.Mumahmed'e (s.a.v) ne verilmemiş olabilir. Çünkü Hz.İbrahim'e (a.s) verilenlerden verilmesi isteniliyor. Konuyu bir de bu açıdan değerlendirip açıklayıcı bir yorum yaparsanız sevinirim belki de çeviri esnasında bir anlam karışıklığı ortaya çıkıyor olabilir diye düşündüm. Çünkü yazının ilk başında bahsettiğiniz her iki Peygamber'ede aynılarının verilmesi istenildiği belirtilirken, duaların Türkçe anlamlarında Hz. İbrahim'e (a.s) ve ailesine verilmiş olanların Hz. Muhammed'e de (s.a.v) verilmesi istenildiğine dair bir yakarış olduğu ortaya çıkıyor. Ya sizlerin yorumu, ya çeviri yahut benim anlamam yanlış. Açıklamalarınız için şimdiden teşekkür ederim. İyi çalışmalar selamın aleyküm.

Yeni yorum ekle

Image CAPTCHA
Enter the characters shown in the image.