Sen Sonra mı Katılacaksın?
Seni biraz tanıyorum.
Sen bir dostunu, arkadaşını kapıda bekletmeyecek kadar nezaketli ve hassas bir kimsesin.
Kendin de bekletilmeyi sevmezsin.
Seni NAMAZA davet eden ZAT beklesin mi?
Gel, bu ayıptan vazgeç!
Senin sultanın seni dışlamadı.
Seni en büyük, en rahmetli ve lezzetli büyük bir merasim için davet ediyor.
Binlerce minareden O’nun daveti tekrarlanıyor.
Sen özel kişiliğinle sonra mı katılacaksın?
Namaz için çağrıldığında hiç kimse mazeret üreterek mabuduna karşı, “Şimdi işim var, biraz bekle de sonra geleceğim…” diyemez.
Hemen koşmak…
Belki o emir ve daveti beklemek…
Önceden hazırlanmış olmak…
Kulluk işte budur!
NAMAZ manevi bir şahsiyet sahibidir.İnsana musahhar bir melek gibi musallinin (namaz kılanın) ruhu ile bütünleşir ve hiç ayrılmaz,bir enis, bir arkadaş, bir refik olur.Bütün âlemlerde (ölüm döşeği,mezar, berzah ve haşirde ) katiyen kendisini hürmetle kucaklayanı yalnız bırakmaz; güçlü bir koruyucu,himayeci ve şefkatçidir.
22.02.2008
NAMAZ nurlu bir kandildir. Onu ihmalinle söndürme !..
21.07.2007
NAMAZ yed-i beyzadır : Bütün gücünle ona sarıl, bırakma!.. Sen onu bırakmadıkça o seni bırakmaz…
21.07.2007
İman sahipleri cennete giderlerken namaz onlara BURAK, belki REFREF olacaktır.
03.10.2008
Kendini kaybeden, namaz içinde arayıp bulsun.
Çok muhtaç olduğun bir zamanda büyük bir efendi, hâlini duyarak seni çağırıyor. “Eğer zamanında gelirsen bütün ihtiyacını karşılayabilirim. Sakın gecikme gecikirsen beni bulamayabilirsin.” diye tembihliyor da, sen benim gibi ihmalcilik hastası isen fırsat trenini kaçırıyorsun. Sonra başkalara dert yanıyorsun. “Ne kadar çok sıkıntıdaydım, bana yazıklar olsun…” diyorsun.
10.03.2008
Kıyama durabildinse kıyamet kopsa da fark etmez. Emin olasın ki maksat hâsıl olmuştur.
09.05.2008
Kendini kaybeden NAMAZ içinde arayıp bulsun.
12.08.2008
NAMAZLA yükselmeyen ruh; nasıl bir çukura düşmüştür ki, ne ağır bir çöküntünün altında kalmıştır ki silkinemiyor.
01.04.2008
NAMAZ musibetin şiddetli fırtınalarına karşı bir kalkandır.
18.03.2008
Namaza duran her mümin, kendisini Cenab-ı ALLAH’IN beyti (KÂBE) karşısında o muazzam beyt ile (belki onun manevi şahsiyetiyle) kucaklaşıyor bilmeli ve namazdan ayrılışından, O’ndan bir uzaklaşma, acıklı bir firak tasavvur etmeli.
01.10.2008
Siyer-i Nebi Dergisi 26. Sayı / Mart-Nisan 2014