Peygamberimizin Ahlakı

Hz. Peygamber (s.a.s)'in Yüksek Ahlâkı

Sevgili Peygamberimiz, çocukluğundan itibaren en üstün ahlâki duygulara sahipti. Gerek çocukluk, gerekse gençlik yılları akranlarından çok farklı geçti. Kötülüklerin her çeşidinin son derece yaygın olduğu bir toplumda, Cenab-ı Hak, son peygamber olarak görevlendireceği Hz. Muhammed'i çocukluğundan itibaren Cahiliyenin bütün kötülüklerinden korumuştu

Mekke’ye Muhacir

3 yıl önceydi! Mekke’de 16 yaşında bir yetim ile karşılaşmıştık. Aslında oğlumun okuldan arkadaşıydı o yetim. Otelimiz Ebu Kubeys tepesinin arkasındaki boş, kayalık alana bakıyordu.

Çocukları Çok Severdi

"Küçüklerimize şefkat etmeyen bizden değildir."[4] buyuran sevgili Peygamberimiz, kız-erkek ayırımı yapmaksızın çocuklara olan sevgi ve şefkatini çok çeşitli şekillerde ve her fırsatta en nezih biçimde göstermiştir. Anne ve babaları, büyükleri de daima çocuklara karşı anlayışlı olmaya davet ve teşvik etmiştir.

Güzel Konuşurdu

Efendimiz duruma ve ihtiyaca göre, genellikle kısa ve özlü, sade ve iddiasız konuşurdu. Onun bu özelliğine "cevâmiu'l-kelim"(özlü sözler söyleme) yeteneği denmektedir. Her zaman ve hemen her konuda gerektikçe ve gerektiğince konuşmuştur. Her defasında da sözlerini dikkatle ve muhataplarının anlayış seviyesine göre seçmiştir.

Alçak Gönüllü İdi

Sadelik ve alçak gönüllülüğü huy edinmiş bulunan sevgili Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, en çok kibir, gurur, yapmacık ve göstermelik davranışlardan hoşlanmazdı.

Düşmanlarının Bile İyiliğini İsterdi

Bütün insanlığı İslâm hidayetine çağıran Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem "alemlere rahmet olarak gönderilmiş" olmasının fiili örneklerini bütün hayatı boyunca en olgun şekilde, hatta düşmanlarını şaşırtacak ölçülerde ortaya koymuştur.

İyiliği Sadece İyilere Yapmaz Bir Şey İstendi mi Asla 'Yok' Demezdi

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem her zaman iyiliği iyi olana değil, daha kötü olma ihtimali olanlara da yapar ve onların iyileşmelerini sağlamaya çalışırdı. Bu yolla müellefe-i kulûb denilen kalbleri İslâm'a ısındırılmış kişilerin bulunduğu tarihi bir gerçektir. Çünkü "İnsan, ihsân (iyilik)ın kölesidir."

Sabırlıydı

Bir peygamber olarak inananlarının, bir lider olarak cemaatinin uğradığı haksızlıklara da sabretmek düşüyordu o sallallahu aleyhi ve selleme. Onu en çok üzen de bu ikinci grup olaylar oluyordu.

Cömertti

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem halkın en cömerdiydi. Onun en cömert olduğu zaman da Ramazan'dı. Cebrâil ile buluştukları aydı. Cebrâil aleyhisselâm her gece Resûlullah'a gelir, kendisiyle Kur'ân-ı Kerîm'i müzâkere ve mukabele ederdi.

Sözüne Sadıktı

O sallallahu aleyhi ve sellem Abdullah b. Ömer radıyallahu anh’in rivayet ettiği bir hadis-i şerifte şöyle buyuruyordu: "Verdiği sözde durmayıp cayan gaddar kişi için Kıyâmet gününde bir bayrak dikilir, "Bu adam, falan oğlu falandır, gadretmiştir” diye ilan edilir."
RSS - Peygamberimizin Ahlakı beslemesine abone olun.