Hadise Gerek Yok, Kur'ân Bize Yeter Diyenlere!

Bazı kendini bilmezler:

Söyler misin, sabah namazının farzının iki rekât olduğu Kur'ân-ı Kerîm'in neresinde var?

Öğlen, ikindi ve yatsı namazlarının farzının dört, akşam namazının farzının üç rekât olduğu hangi âyette var?

Namaz vakitlerinin ne zaman girdiği Kur'ân-ı Kerîm'in neresinde geçiyor?

Öğle ve ikindi namazlarında Kur'ân'ın açıktan okunmayıp sessizce okunacağı hangi âyette belirtiliyor?

Malımızın kırkta birini zekât olarak vereceğimiz, Kur'ân-ı Kerîm'de açıklanmış mı?

Kıymetli kardeşlerim! Bunların hiçbiri Kur'ân-ı Kerîm'de geçmiyor. Biz bütün bunları, diğer görevlerimizi ve onları nasıl yapacağımızı Peygamber Efendimizin hadis ve sünnetinden öğreniyoruz.

Hadîs-i şerîfler olmasaydı, dinimizi nasıl yaşayacağımızı bilemezdik.

Allah Teâlâ, Peygamber Efendimize Kur'ân-ı Kerîm'i göndermekle kalmamıştır. Ayrıca ona, kullarına bazı işleri emretme, bazı işleri yasaklama yetkisi de vermiştir.

Sahâbe ve tâbiîn büyüklerimiz, Peygamber Efendimizin sünnetine aykırı buldukları bir davranışı yasaklar ve onu yaptırmazlardı.

Şayet bir kimse bilgiçlik taslayıp da:

" İyi ama bu Kur'ân da var mı? " diye sorduğunda :

" Evet var" derler ve ona şu âyet-i kerîmeyi okurlardı:

"Peygamber size ne verdiyse onu alın. Neyi yasakladıysa ondan kaçının!" (Haşr 59/7)

Sevgili kardeşlerim!

Kur'ân-ı Kerîmde, bir konuda anlaşmazlığa düştüğümüzde, Allah'a ve Resûlüne başvurmamız emrediliyor.

Şimdi şöyle sorulabilir:

"İyi ama Allah'a nasıl başvurucağız? bugün hayatta olmayan Peygamber aleyhisselâma nasıl başvurucağız?"

Ünlü tâbiîn âlimleri, Allah'a ve Resûlüne başvurmayı emreden âyet-i kerîmeyi şöyle açıklardı:

Allah'a başvurmak demek, Kur'ân-ı Kerîm'e başvurmak demektir. Peygambere başvurmak ise onun hadisine, sünnetine başvurmak demektir.

 

Hadislere Önem Vermeyenlere İhtar!

Peygamber Efendimiz bizi pek çok konuda uyardı. İleride hadîs-i şerîfleri, önemsemeyen bazılarının da çıkacağını haber verdi:

Öyle bir zaman gelecek ki, karnı tok, sırtı pek, keyfine düşkün bazı adamlar rahat koltuklarına kurulacaklar. Kendilerini pek beğendikleri için, her şeyi bilen adam edâsıyla  etraflarında bulunanlara şöyle diyecekler:

"Siz sadece şu Kur'ân'a sarılın! Onda helal olarak bulduğunuz şeyleri helal kabul edin! Kur'ân da haram olarak bulduğunuz şeyleri de haram bilin!"

Şefkatli Efendimiz, bu kendini bilmez hadis karşıtlarının tuzağına düşmeyelim diye bizi şöyle uyarmıştır:

" Sakın ha sizden birini: 'Biz Kur'ân dan başka bir şey bilmeyiz. Allah'ın Kitabı'nda ne bulursak ona uyarız' derken  bulmayayım!" (Ebu Dâvûd, Sünnet 5, Tirmizî, İlim 10)

Elbette biz, hiçbir zaman hadis düşmanları gibi düşünmeyiz ve Rabbimizin şu uyarısını hiçbir zaman unutmayız:

" Peygamberin emrine aykırı hareket edenler, başlarına bir bela gelmesinden veya elem verici bir azaba uğramaktan sakınsınlar." (Nûr 24/63.)

 

 

Yeni yorum ekle

Image CAPTCHA
Enter the characters shown in the image.