Ey Hz. Hatice!
Ümmü’l müminin Hatice validemiz.
Sana Hatice desem sadece, edepsizlik etmiş olur muyum?
Bu yazı, bir kadın tarafından alındı kaleme.
Tâhire, Tâcire lakaplı Hz. Hatice’ye…
Sen ki kırk yaşlarında dul bir hanımdın.
Önceki evliliklerinden iki çocuğun vardı.
Olgundun, güzeldin. Göz kamaştırıyordun asaletinle.
Zerafetin, edebin ve zenginliğinle…
Hani ticaret kervanının başına “emin” birini arıyordun.
“el-Emin”i tavsiye ettiler. Kalbin meyletti ve haber gönderdin.
Merakla bekledin Nefise’nin haberini.
Mekke eşrafının taleplerine rağmen sen,
Küçüklüğünde “yetim” olanı tercih ettin.
İncitmedin ve incitilmedin.
Sen, peygamber çocuklarının annesisin.
Kâsım, Zeynep, Rukıyye, Ümmü Gülsüm, Fâtıma ve Abdullah’ın annesisin.
Sahi, oğlun Kâsım, henüz yürümeye başlamışken vefat ettiğinde sen ne halde idin?
Ya Peygamber’e “ebter” dediklerinde sen neler hissettin?
Fâtıma henüz küçük olmalı.
Efendin, sevgili Muhammed kırk yaşlarında.
Bir durgunluk bir yalnızlık hali var üzerinde.
Sürekli dağlara gidip tefekkür ediyor.
Sen de ona yemek gönderiyorsun.
Bir gün Hira mağarasından koşarak iniyor.
“Beni örtün! Beni örtün!” deyip kapanıyor.
Neden şaşırdın Haticem.
Hep kadınlar mı doğuracak!
Bu sefer kâinat vahye gebe.
Ne oldu Muhammed’e!
Bu şaşkınlık, bu telaş niye?
Uyanınca anlaşılır gerçek,
Cebrail’dir gelen Melek.
Muhammed, Resûlullah’tır artık.
Hatice, ilk müminliğe layık.
Eşini teskin ve teselli eder,
Amcazadesi Varakayı tavsiye eder.
Asıl sıkıntı bundan sonra başlıyor değil mi?
Efendin, çocukların ve kendin, mümin olduğunuz için eziyet gördünüz.
Malını mülkünü Müslümanlara sarf ettin. İmanın öyle güçlüydü ki
Efendini hiç desteksiz bırakmadın.
Boykot yıllarında, ancak senin müşrik akrabaların
Halalarına yiyecek gönderebildiler.
Hz. Haticem!
Dünya telaşıyla çok yoruldun.
Ancak, sana, “içinde yorgunluğun, gürültü-patırtının olmadığı
Cennet köşkleri” vaat edildi.
Sen öyle büyüksün ki Resûlullah’a yakınlığın herkesi kıskandırıyor.
Hz. Aişe kendini tutamayıp
“O yaşlı kadını hâlâ hatırlıyor musun? Allah Sana ondan daha hayırlısını verdi”
dediğinde Resûlullah seni öyle andı ki artık söylenecek söz kalmadı.
Çünkü sen, herkes Peygamberi yalanlarken O’nu tasdik ettin.
Herkes O’nu mahrum ederken, sen malınla destekledin.
Ve dahası çocuklarının annesi oldun.
Biliyor musun senden sonra Peygamberin tek eşi olmak hiçbir kadına nasip olmadı.
Vefatın tarihe “Hüzün Yılı” olarak geçti.
Sen “Haticetü’l Kübrâ”sın.
Ama daha büyüğü ne biliyor musun?
Sen, Peygamber hatunu ve “ümmühât”dansın.
O’nunla şereflendin; O’nunla şereflendi kâinat
Üzerinize olsun tahıyyât, tayyıbât ve salevât.
Yeni yorum ekle