Yeni yorum ekle

Şeytan ve Kalkan

Ramazan, bizler için hidayet olan, hakkı batıldan ayıran Allah’ın Kitabı’nın indirildiği mübarek bir aydır. Ramazan bir mektep ise ders kitabı da Kur’an’dır. Müfredatı Rabbimiz tarafından belirlenen bu Ramazan mektebinden mağfiret diplomasıyla mezun olunmalıdır Bayramla da mezuniyet töreni kutlanır.          

Bu eğitim, şartlarını taşıyan her Müslüman için zorunludur. Ara verilmeksizin, ciddiyetle bu eğitime katılmak gereklidir. Gevşeklik veya devamsızlık, insanlığın baş düşmanı şeytana kapı aralamaktadır. Onun için Ramazan’a titiz bir ilgi gösterilmelidir. Zira Peygamberimiz bu ayla ilgili şöyle buyuruyor: “Kim inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek Ramazan ayını oruçlu geçirirse geçmiş günahları bağışlanır.”[1] Bir başka hadisinde ise: “Ramazan ayı geldiğinde cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapatılır ve şeytanlar zincirlere vurulur.”[2] buyurur. İnsanın apaçık düşmanı olan şeytanın zincire vurulduğu bu güzel ayda, kendini samimiyetle ortaya koymayan, kolları sıvamayan, buna hazırlık yapmayan insanın, şeytanla mücadelesinden asla bahsedilemez. Böyle kimseler için Rasûlullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “Ramazan’a erişip de bağışlanmadan çıkan adamın, Allah burnunu yerlerde süründürsün.”[3]

Şeytana karşı olan savaşta korunmak için kalkan’a yani oruca sarılmak gerekir. Zira Sevgili Peygamberimiz (sas) : “Oruç, sizden birinizin savaşta kullandığı kalkan gibidir.”[4] buyurmuştur. İnsanın bu mücadelede kalkanı deldirmemesi gerekir. Aksi takdirde oruç, şeytana karşı insanı koruyamaz. Rasûlullah şöyle buyurur “Oruç (sahibi) onu delmedikçe, oruç bir kalkandır.”[5] Dârimî konuyla ilgili şu kaydı düşmektedir: “Sen onu gıybetle delmediğin sürece o bir kalkandır.” Peygamberimizin diğer hadisleri de şöyledir: “Oruç bir kalkandır. Dolayısıyla sizden biri oruçluyken kötü konuşmasın, bağırmasın, biri kendisi ile kavga ederse ben oruçluyum desin.”[6] “Oruç cehenneme karşı bir kalkandır. O halde sizden oruçlu olan bir cahillik yapmasın.”[7] Bu ifadelerden de anlaşılıyor ki oruç özelde gıybetle, genelde ise cehaletle delinir.

Ramazan Kur’an ayıdır. Cehaletten kurtulma zamanıdır. Oruç bunun yakıtıdır. İnsanın cehalete düşmesinin, aşağıların aşağısı olmasının ve şeytanın oyuncağı haline gelmesinin nedenlerini kısaca açıklarsak:

1-Kendini hiçbir şeye muhtaç görmemesi

“Ve Rabbine karşı insan kendisini kendine yeterli görerek azar.” (Alak,96/6-7)

2-Kendisini başkalarından üstün ve yüce görmesi, yani kibirlenmesi

“Kibirlendi ve kâfirlerden oldu.” (Bakara 2/34)

3-Deliline, dayanağına bakmadan bir kimseye, bir topluma veya önderlere kayıtsız, şartsız uyması ve teslimiyet göstermesi

“Allah’ın indirdiğine uyun denildiği zaman onlar, ‘Hayır! Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız.’ dediler. Ya ataları bir şey anlamamış, doğruyu da bulmamış idiyseler? ”(Bakara, 2/170)( Bkz: Lokman, 31/21)

4- Düşünme yeteneğini yitirmesi, kalbinin katılaşması ve gerçek fonksiyonunu kaybetmesi

“Onlar Kur’an’ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpleri kilitli midir?” (Muhammed 47/24)          

“Hayır! Onların kalpleri, yaptıkları (günahları) sebebi ile pas tutmuştur.(Mutaffifin 83/14)

Aşağıların aşağısı olma konumundan insan, salih amellerle kurtulabilir. Bunun ilk adımı da şeytanı tanımak olmalıdır.

Şeytan

Kelime anlamı haddi aşıp kibirlenen, azgın, taşkın, şerli olan. İblis ise; Allah’ın rahmetinden ümit kesen, hayırdan yoksun, hayırsız anlamında şeytanların en büyüğü ve ilki, Azazil [8]. Kur’an-ı Kerim’de “şeytan” tekil olarak 70, çoğulu olan “şeyatıyn” kalıbıyla 18 olmak üzere toplam 88 yerde geçmektedir. İblis kelimesi ise 11 yerde zikredilmektedir.

Şeytan, Âdem’in yaratılışıyla beraber onun ve oğullarının düşmanı kesilmiştir. Âdem’e secde etmediğinden cennetten kovulmuş, rahmetten tamamen ümidini kesmiş ve lanetlenmiştir. Şeytan intikam arzusuyla yanıp tutuştuğu için insana karşı aşağılayıcı ve kindar bir tavra girmiştir. Rabbimiz merhameti gereği Kur’an’da insanları şöyle uyarmıştır: “Şeytanın adımlarına uymayın. Çünkü o, size apaçık düşmandır.”( Bakara 2/168)

“Kuşkusuz şeytan sizin düşmanınızdır. Onun için siz de onu düşman tanıyın. O kendisine uyanları, ancak alevli cehennemin yakıtı olmaları için çağırır.”(Fatır 35/6)

Allah’tan, Kitabı’ndan ve zikrinden uzak duranlara şeytan hâkimiyet kurar, onları vesvesesiyle aldatır ve doğru yoldan çıkarır. Şeytana kulak veren bu kimseler, onun adamı gibi davranmaya başlarlar. İnsan Rabbi’nden yüz çevirmekle evini, barınağını ve sığınağını kaybetmiştir. Kendini her türlü kötülükten koruyacak olan gerçek dost Allah, terk edildiği için sahte dost ama gerçek düşmana ilgi başlamıştır. Böylece şeytan onun arzularını ve şehvetini arttırmakla o kimseyi tuzağına düşürmüş olur. O insana sürekli şerri ve hevayı fısıldamaktadır. İnsanı içten ele geçiren şeytan, onun maneviyatını yok edip yalnızca yiyip- içen ve süslenip gezen bir duruma sürükleyerek Rabbinden yüz çevirtmiştir. Bu durum dünyada dar ve sıkıntılı bir hayat sürmesine, mahşerde de kör olmasına sebep olur.[9]

İnsanı cennetten uzaklaştırıp cehenneme düşüren her eylemin içinde nefsi azdırarak hâkimiyeti altına alan şeytanın eli vardır. Bu düşmana karşı mücadelede bizi kurtuluşa ve başarıya taşıyacak tek şey gözümüzü ve gönlümüzü Rabbimize çevirip, kulağımızı onun ayetlerine açmaktır. Şeytandan koruyacak en emin sığınak, Allah’ın emir ve talimatlarıdır. Rabbani tavır, ona karşı Allah’ın insana farz kıldığı ibadetleri bir nimet bilerek şükür ehli olmaktır. Ramazan ve orucu bir meşakkat ve açlık olarak değil de dünyadaki en büyük insan düşmanına karşı bir sığınak ve barınak olarak görmek gerekir.

Şeytanla Mücadelede Ramazan Ayı ve Orucun Kazandırdıkları        

Allah insana bu mücadelesinde muttaki olması için orucun farz kılındığını[10] açıklıyor. Ramazan ve oruç, genel ilke çerçevesinde bir kolaylıktır, zorluk değildir.[11] Orucun, şeytanla mücadelede kesin sonuca ulaştıracağını maddeler halinde açıklayalım:

1-Şeytanın temel özelliği; insana Rabbini unutturmasıdır. Hâlbuki Ramazan ayı ve oruç, kulun Allah’ı her an anması ve zikretmesidir. 30 gün, 24 saat boyunca kesintisiz bir ibadet ve zikir söz konusudur. Şeytan bu zaman aralığında insana Rabbini unutturmaya fırsat bulamaz ki onu rahmetten uzak düşürsün.

2-Şeytan, insanla olan mücadelesinde kaleyi içten ele geçirerek hâkimiyeti altına alır. Nefsani ve şehevi duyguların kabarması midenin dolmasıyla başlar. Ramazan ve oruç yemeyi ve cinsi münasebeti azaltır, manevi duyguların güçlenmesini sağlar. Şeytanın yollarını böylece daraltır.

Helal olan yeme-içmeyi terk eden bir anlayış, harama asla el sürdürmez. Allah’ın emirlerine bağlı insan, şeytana kölelik yapmaz. Yaptığı bu güzel fedakârlıklar onu Rabbinin himayesine kavuşturmuş ve ihlaslı kullardan kılmıştır. Şeytanın ise Allah’ın ihlaslı (samimi) kulları üzerinde hiçbir hâkimiyeti yoktur.[12]

3-Ramazan ve oruç bilincine sahip bir kul, Rabbine kendisini çok yakın hisseder. Çünkü Allah ile kul arasında bir mesafe yoktur. O, çok yakındır.[13] Kul, Rabbine yakın durduğu için şeytan Allah’ın korkusundan vesvese veremez; onu asla mağlup edemez.

4-Oruç insanlığın davası ve insan olmanın şartıdır.[14]İslam sadece birkaç kişinin dindar olmasını değil, toplumun hepsinin terbiye edilmesini ister. Namaz nasıl herkese farz ise oruç da farzdır. Allah’ın insanlığa merhametinin bir tezahürü söz konusudur. Allah oruç ile insanları, özel eğitime alarak ve şeytanları zincire vurarak eğitmektedir.

5-Oruç, insan için bir disiplin hareketi ve irade eğitimidir. Allah Rabliğini göstererek insanı her şarta ve zamana uygun bir terbiyeden geçirmektedir. Mevsimlerin değişmesi, günlerin uzayıp kısalmasıyla insana tahammülü öğretir. Sıcak-soğuk, yaz-kış tutulan oruç, bir ömrü içine alan disiplini insana kazandırır. İnsanlar ahlaklı, vicdanlı ve sabırlı hale gelir. Bunlara şöyle bir müjde verilir: “Muhakkak ki sabredenler, hadsiz ve hesapsız mükâfatlara kavuşturulacaklardır.”(Zümer, 39/10) Böylece güçlü irade sahibi ve disiplinli insanlar şeytana galip gelirler.

6-Açlığı ve susuzluğu nefsinde deneyen bir insan başkalarına karşı daha merhametli olur. Merhamet edene merhamet edilir. Ramazan merhamet hissinin coştuğu bir aydır. Allah merhamet edince o kulunu da şeytanın eline asla bırakmaz.

7-Ramazan ayında bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesi gizlidir. Mübarek gecenin aranması önce Ramazan hilalinin aranmasıyla başlar. Dikkatler güzelliklerin aranmasına yoğunlaşınca manevi duygular artar. Arzu ve şehvet insanın gündeminden çıkar. Şeytanın bu duyguları kullanması mümkün olmaz. Böylece insana hâkimiyet kuramamış olur.

8-Ramazan hayırların çoğaldığı, cömertliğin arttığı mağfiret ayıdır. Yarım hurmayla bile olsa infak ile cehennemden kurtulma ayıdır. Cimriler cennetin kokusunu alamaz. Ya cömertler, Peygamber ahlaklılar? İşte onlar bambaşka. Onlar Kur’an’ı okur, öğrenir, anlar ve yaşarlar. Onlar cennet yarenidirler. Cömertlerin ve Kur’an’ı tesbih edenlerin ayı Ramazan, şeytanı mağlup edip kurtuluşa erme ayıdır. Bunun sonu bayramdır. Görüldüğü üzere şeytanla insanın mücadelesinde Ramazan ve oruç büyük bir nimet ve rahmettir.

Rabbim hepimizi Reyyan’dan girenlerden eylesin… Âmin


[1]-Buhâri, İman 85.

[2]-Buhâri, Savm 5.

[3]-Camiu’s-Sağîr,4459.

[4]-Nesei, Fadlu’s-Sıyam,2231.

[5]-Nesei, Savm 2236.

[6]-Buhâri, Savm 9.

[7]-Nesei, Savm, 2234.

[8]- Dini terimler Sözlüğü, MEB.

[9]-Taha 20/124-125.

[10]-Bakara 2/183.

[11]-Bakara 2/185.

[12]-Nahl 10/99.

[13] -Bakara 2/186.

[14]-Bakara 2/183.

Yazar: 
Image CAPTCHA
Enter the characters shown in the image.