Prof. Dr. Adnan Demircan Hocamızın Beyan Yayınlarından çıkan Nebevî Direniş Hicret isimli kitabının 2. baskısı yapılmış olup, tarafımdan tanıtımı yapılmıştır.
İbn Abdilber, ilköğreniminden sonra değişik hocalardan tefsir, fıkıh, hadis, cedel ve sîret tahsil etti. Endülüs dışına çıkmadan ilim tahsilini tamamladı ve 100’ü Endülüslü olmak üzere 107 âlimden icâzet aldı.İslam dünyasının doğusundaki âlimlerle mektuplaştı.
O, Rasûl-i Ekrem'in hayatı boyunca hep yanındaydı. Cihad meydanlarında onun sancağı altındaydı. Efendimiz namaz için saf bağlayıp Rabbine yöneldiğinde Suheyb arkasındaydı. İlim meclislerinde önündeydi. Gözleri gözlerinde, kalbi söylediklerindeydi.
Ümmü Süleym (r.anha) Rasûlullah Efendimizin hizmetinde bulunan Enes bin Mâlik’in de annesidir. Hz. Enes’te câhiliye devrinde dünyaya gelmiştir. Ümmü Süleym’in mutlu bir evliliği yoktu. Kendisi ikinci Akabe’de İslâm’a intisab eder, o zaman küçük bir çocuk olan oğlu Enes’e de kelime-i şehadet öğretir.
Evet, bir yürek parçalanmasıdır yaşanan. Yüreklerimizdeki pası silecek ve tutulduğumuz her ne ise bizi Hakk’tan, hakikatten, dertten, sevdadan, endişeden ve aşktan uzaklaştıran, cümlesinden arındıracak bir tevbeye ne kadar da muhtacız!
Ebû Cehil her fırsatta Hz. Peygamber’i izliyordu. Onun biriyle konuştuğunu gördüğü anda hemen konuşulan kişinin yanına gidiyor ve Hz. Peygamber’in anlattıklarını alaya alıyor, İslam davetini engellemeye çalışıyordu. Şehre gelen hacılar ve tüccarlarla Hz. Peygamber’in görüşmesine engel oluyordu.
İslâm'dan önceki bilgisine İslâmî ilimlerin de katılmasıyla çok geniş bir birikimin sahibi olan Abdullah, sahabe arasında ilmine müracaat edilen bir kişi konumuna gelmiştir. O, fetva veren bir kimse olarak bilindiği gibi hadis râvisi olarak da meşhur olmuştur.
asûlullah aleyhisselâm, Medine’ye gelir gelmez hiç zaman kaybetmeden başladığı icraatlar, çok ciddi bir şekilde yürüyordu. Bütün Müslümanlar gönül ve el birliği ile hummalı bir çalışma içine girmişlerdi. İcraatların birini bitirip diğerine başlama gibi bir rahatlıkları yoktu. Tabir yerindeyse, her iş bir diğerini tamamlayıp destekliyordu.
Ebu’l-Hasan el-Âmirî’nin el-Emed ale’l-ebed adlı felsefî eseri, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Arap Dili ve Belâgatı Bilim Dalı Araştırma görevlisi Yakup Kara tarafından tercüme edilmiş ve eser, “Sonsuzluk Peşinde” adıyla Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı tarafından yayımlanmıştır.